İçimde hazla kederin ebruli karıncası Ormanlardan masal almış bir uzun yol
Kuyuların dünya hevesi gövdemde
Alnımda karakalem bir gelecek resmi
Ağzım kanatları kesik şarkılar
İki bulanık zamandan bir tenha atlas
Gözyaşı mumlarından bir otel odası
Kumların çiçek açtığı deniz bahçeleri...
Seni sevdim. Seni sevdim. Seni sevdim.
“Atlas Okyanusu’nun dibinde bir kitap yatıyor.Anlatacağım işte onun hikayesi.” diyerek yazar kitabına başlıyor ve bu hikâyenin içine okuyucuyu da çekiyor.
Semerkant kitabı, tarihe damgasını vuran üç İranlının şair, astrolog ve matematikçi Ömer Hayyam, Selçuklu veziri Nizam-ülmülk ve Alamut kalesinden dünyaya terör estirmiş Hasan Sabbah’ın hikâyesini anlatıyor.
Kitap, anlattığı olaylar itibariyle tarihi bir roman.
Kitapta anlatılanların gerçekliği her ne kadar tartışılsa da bu üç İranlının aynı dönemde yaşadığı bilinen bir gerçek.
Kitap 4 bölümden oluşuyor.İlk bölümde Ömer Hayyam’ın tarih sahnesine çıkışı, Hasan Sabbah ve vezir Nizam’la arkadaşlıkları anlatılıyor. İkinci bölümde Hasan Sabbah’ın Alamut yolculuğu ele alınmış. Son iki bölümde ise zaman 1070’li yıllardan 1900’lü yıllara geçiyor. Ömer Hayyam’ın o meşhur kitabı Rubaiyat’ın elden ele dolaşması ve Titanic gemisiyle birlikte hayat sahnesinden silinişi ile son buluyor.
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,6bin okunma
Bu suçluluk hissi, insani bir his, senin kararlılığınsa bir makinenin, bir robotun tepkisi gibi. Sonuç olarak, eskisi gibi devam edemezdim, sahte bir versiyonuma dönüşemezdim, göğsümün içinde atan bir kalp var. Seninki nerede?
"Önsezi geleceğe düşünce yoluyla erişilebileceğinin kanıtı; o halde, neden fiziksel olarak da erişmek mümkün olmasın? Bunu yanı sıra, zaman görebilmeyi bir kenara bırak, geri kalanımızın hayal bile edemeyeceği bir boyut."