Berra

Berra
@atomant
bru bbbr brubrubwaaauuuw
Yol, kendine bir yer bulamamış kişinin özlemidir. Kendi yerini yerleşiklikte bulamayan kişi, onu yolculukta arar. Nasıl, bir yer, bir yolun başı ya da sonu; bir yol da, bir yerden önceki ya da sonraki bir durumsa — kişinin durumu da, hep, öyle, ya da, böyledir...
Reklam
Sokaklarla tanışıyordu Kayra. Bir şehrin yollarını bilmezse kendini çıplak, kapana kısılmış gibi hissederdi. Eğer yolları bilmezse ne kaçabilir, ne de kovalayabilirdi. Sadece kaybolurdu. Ve şu evlerin arasında kaybolmak onu utandırırdı. Çünkü doğuştan kayıp biri olarak insanların yarattığı taştan şehirlerde de bir kez daha kaybolmaya dayanamazdı. Ben ilgilenmezdim bu işlerle. On dakikalık bir yolu iki saatte alabilirdim, yanlış sokaklara saptığım için. Ve sıkılmazdım bundan. Hep aynı sözü tekrarlardım kendime: bir şey aramayan asla kaybolmaz! Ve ben aramıyordum. Ne bir adresi, ne de birini...
Ve beklemeye başladım. Yıllardır yaptığım tek iş zaman öldürmek. Dişçinin bekleme odasındaki dergileri okumaktan farkı yok aslında yolculuklarımın, hayallerimin, cinayetlerimin. Her saniye lehime işliyor. İşte tek işbirlikçim! Zaman. Onun dışında kimse yardım etmiyor bana. Dünya durursa ölürüm!

Reader Follow Recommendations

See All
“siz beni yanlış anladınız. Siz tutuklusunuz, bu kesin ancak bu işinize devam etmenize de engel değil.” “O zaman tutuklu olmak hiç de o kadar kötü bir şey değil,” dedi K. ve şefin yanına gitti. “Ben hiçbir zaman aksini söylemedim,” dedi şef. “O zaman tutuklandığımı bildirmenize gerek yoktu,” dedi K. ve şefe biraz daha yaklaştı. Diğerleri de yaklaşmışlardı. Şimdi hepsi kapının olduğu dar alanda toplanmıştı. “Bu benim görevimdi,” dedi şef.
Aslında kendilerinin de hiç anlamadıkları şeylerden konuşuyorlar. Kendilerine bu kadar çok güvenmeleri aptallıklarından. Benimle aynı düzeyde olan insanlara söyleyeceğim birkaç söz, bunlarla yapacağım en uzun konuşmalardan daha etkili olacak ve her şeyi aydınlatacaktır.
Reklam