Bu yaşta ne çok şeyler ümid edilir, hatta Attilâ’yı yarışta geçmek bile.
Sayfa 250Kitabı okudu
Attila
Yalnız Şarki değil, Garbi Roma imparatorluğunu da endişe istila etmişti. Her iki diyarda da galeyan içinde bulunan milletler, başlarını havaya kaldırdıkları vakit bütün hayat ve istiklallerini kaplayan simsiyah bir bulut görüyorlardı: Attilâ!
Reklam
Bana bu cesareti veren gene sen ve senin bana verdiğin aşktır, onun için yolunu kesiyorum, bana cevap vermedikçe seni bırakmıyorum… Bana kolunun kuvvetiyle değil, kalbinle hücum edersen korkarım, yoksa üstüme yürü, ellerimi parçala, kanlı vücudumun üstünden geç, bundan korkmam, Attilâ!
Bunlar, Kostantiniyye’de (İstanbul) bulunan imparator İkinci Teodos’un Hun hâkanı Attilâ’ya gönderdiği elçi hey’etiydi. Attilâ’nın karargâhına gitmek için İstanbul’dan yola çıkmışlardı.
«Attilâ» kimdir? Bunu kimse iyi bilmiyor. Bizzat kendi bile kendisini meçhuller içinde hissetmiştir.
Reklam
Attila
Aslanlar dostlarıdır, kaplanlar arkadaşı; Atlar, ona aşıktır. Karabulut tahtıdır, yıldırımlar kırbacı; O, Hunların baştacı. Cermen, Roma.. her millet, Ona esir doğmuştur. Karabulut tahtıdır, yıldırımlar kırbacı; O, Hunların baştacı.
bana kolunun kuvvetiyle değil kalbinle hücum edersen korkarım
Attila
Şüphesiz o bir devdir, fakat aramızda oldukça insanlığı kabul etmiştir.
"Roma, Cermen.. her millet Ona esir doğmuştur. Karabulut tahtıdır, yıldırımlar kırbacı, O, Hunlar'ın baştacı!"
Reklam
Hak tanımayanlara karşı hakperest olmanın lüzumununa kail değilim.
Konstantiniyye sokaklarında, onu hakikattan bu derece uzak bir hayal kurmaya sevk eden hangi melun ve sehhar Bizanslı kadının elmas kırıntılarıyla parlayan gözleriydi?!..
Yaşamaları mukadder olanlara hiç bir ok tesadüf etmez, ölüme mahkûm olanlarsa istirahat ederken bile ölürler.
846 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.