Hem bilmez miyiz? Sevgi adına sevgilinin öldürülebileceğini düşünememesi bir yana, böyle bir şey yapıldığını işitmeyegörsün ilenç* üstüne ilenç yağdıran sayısız kişi vardır. Sonra bir gün gelir, aşk yüzünden cinayet işleyebileceği, gönlünde işlemiş bile buunduğunu iliklerine dek duyar bunlar, kimi zaman işlerler de bu cinayeti. İlenç yağdırmak sırası başkalarındandır artık. (İlenç: lanet)
Güneşli, ılık, ilkyaz koktu kokacak bir kış günüyle, onun dört gün ardından gelecek tipili, kürtünlerin iki üç karışı bulduğu bir kış günü arasındaki ikircik... Masalımı bu günlerden hangisine yerleştireceğimi düşünüyorum.
Düşündüğüm bir şey daha var:
Sevmenin simgesel olarak da, gerçek olarak da yemekten başka bir anlama
gelmediği... ("Avından El Alan")
"Önce deniz var çünkü. İçinde orfinozu yüzünde balıkçıyı taşıyan. Sayısız parmaklı olduğu için, orfinozu da, balıkçıyı da, istediği yere sürükleyen, balıkla balıkçıyı ayrı ayrı eden, kimi zaman birine, kimi zaman öbürüne yüz verir gözüken."