Ben sana kırmızı kiremitli bir çatı Begonviller ve bir mavi kapı Ve illa amansız bir avlu getirsem. Dünya soğur, akşam serinlerken, Benim sensiz sevinecek bir şeyim yok. Kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim, Ve işte en gümüş cümlem: İçimi açtım sana. İçini açmak için.
Birhan Keskin
Birhan Keskin
Eski Avluda şiirinden
_ TANRIM, NASIL Caddeler bu yükü nasıl kaldırır tanrım Bu kalabalık fazla Bu akşam fazla Bu yağmur fazla Odalar tanrım nasıl dayanır bu boşluğa Akşamlara kadar Sabahlara kadar Uzaklara kadar İnsan sevgisiz tanrım nasıl yaşar Bunca arzudan sonra Bunca büyüden sonra Bunca gözyaşından sonra Zaman tanrım nasıl büyütür bizi Güzellik olmasa Yalnızlık olmasa Unutmak olmasa Ölümü insan nasıl kabul eder tanrım Ağaçlar yaşarken Bulutlar yaşarken Çocuklar yaşarken _
KIRMIZIKEDİ YAYINEVİ / PDFKitabı okudu
Reklam
Önsöz
Hepimiz vahşiye özlemle doluyuz. Bu özlemin kültürel olarak onaylanmış pek az panzehiri var. Bize bu tür bir arzudan utanç duymamız öğretildi. Uzattığımız saçlarımızı duygularımızı saklamak için kullandık. Ama vahşi kadının gölgesi gündüz ve gecelerimiz boyunca pusuya yatmış bir halde hâlâ varlığını sürdürmekte. Nerede olursak olalım, arkamızda tırıs giden bu gölge kesinlikle dört ayaklı.
Sayfa 13 - ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
Süleymaniye Külliyesi'nin yapımı sırasında "İslam dünyası yine bir şaheseri ortaya çıkarıyor" haberleri ile telaş içine düşen Vatikan bir mermer blok içerisine dışarıdan belli olmayacak şekilde "Haç" döktürür ve Sultan Süleyman'a "Mâbedinizin minberi için hediyemizdir." diye gönderir. Sultan Süleyman bu hediyenin istihbaratını almış ve Mimar Si- nan'a bloku ortadan kestirip "Haç"ı ortaya çıkartmıştır. İki parça olan mermer ve haçlar yine iki adet olan ve dış avludan iç avluya geçen kapıların girişinde yere yerleştirilmiştir. Böylelikle bundan böyle avluya girecek olanlar "Haç'ı çiğneyip girecektir. Daha sonra Vatikan'a haber yollanmıştır: Hediyenizi aldık, kabul ettik, doğru yere yerleştirdik." Bugün yerlerdeki haç, iyice aşındığı için çok zor ve ancak çok yakından seçilebiliyor, ama blok hâlâ yerinde.
nazlan sitem et kırıl bana beni geç vakit tek başıma suya yolla bahçede yüzünü öteye çevir güle hayret ediyormuş gibi yap gülümseyerek konuş da başkalarıyla somurt avluda sadece ikimiz kalınca kızıp en sevecen adımlarla üst kata çık en sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden derinleşsin ben içerledikçe ruhumdaki sakarlık
kısa pantolon paslı çakı dizde kabuk bağlamış yara kısa çakı paslı pantolon gözde yarası kalmış kabukKitabı okudu
"Mr. Lorry bir kere daha pencereden dışarı baktığında, Dünya denen o devasa bileğitaşı da dönüşünü bir kez daha gerçekleştirmişti; avluda doğan güneş kıpkırmızıydı. Bileğitaşı, sabah sessizliğinde orada bir başına duruyordu; üzerindeki kızıllık güneşten kaynaklı olmadığı gibi, güneşin silebileceği türden bir şey de değildi."
Reklam
1.000 öğeden 671 ile 680 arasındakiler gösteriliyor.