Ey bana gülün nasıl üşüdüğünü öğreten kadın
Biliyorum gideceksin
Asmalı bir avluda azarlanırken çocukluğum
Yolcuları cüzamlı bir gemi gibi kalacağım
Aşkın uluslararası karasularında!
Tenimin altında bir sinir ve alerji ceriyanı
Kollarımda dur bir ahtapot gibi sus
Ve sar beni sar beni
Ey bana gülün nasıl üşüdüğünü öğreten kadın
Biliyorum gideceksin
Asmalı bir avluda azrlanırken çocukluğum
Yolcuları cüzamlı bir gemi gibi kalacağım
Aşkın uluslararası karasularında!
Annen sesleniyor avludan
"Sardunyalara su verin biraz
Renklerini boğmaya başlamış toprağı
Top kadifeler yaprak döküyor yalnızlıktan
Gülhatmiler serçeleri taşıyamıyor dallarında
Ne zaman öğreneceksiniz bilmiyorum ki
Evlerin yalnız eşyalardan yapılmadığını."
Ben sana kırmızı kiremitli bir çatı
Begonviller ve bir mavi kapı
Ve illa amansız bir avlu getirsem.
Dünya soğur, akşam serinlerken,
Benim sensiz sevinecek bir şeyim yok.
Kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim,
Ve işte en gümüş cümlem:
İçimi açtım sana.
İçini açmak için.