_30 orospunun sıçarak ve işeyerek doldurduğu bir küvetin içinde yüzerek ve leziz bokları yiyerek boşalıyordu. _Kendi kızını becerirken karısı ve sonra karısını becerirken de kızı onları zevkle kırbaçlıyordu. Daha sonra kızını ve karısını genelevde sattı. İşte, bir kadın ve kızı kotu yola duşurmenin guzel bir yolu. Bu fahişeler başka şey icin mi
2. Abdülhamid Han
Osmanlı Devleti 1876 yılında serasker Hüseyin Avni Paşa ve Mithat Paşa gibi bir takım devlet adamlarının ihtirası üzerine çeşitli müdahalelere maruz kaldı. Önce Abdülaziz Han tahttan indirilerek şehit edildi. Ardından tahta çıkarılan V. Murad'ın akli dengesizliği onları yeni arayışlara itti. Meşrutiyeti ilan etme ve Meclis-i Mebusanı açma
Reklam
II. Bâyezîd, babası Fâtih'ten sonra bütün Osmanoğulları'nın en bilginidir. Çok mükemmel bir tahsil görmüştü. Türkçe, Farsça, ve Arapça'yı edebiyatlarıyla öğrenmiş, İslâmî ilimler, felsefe, matematik ve mûsiki tahsil etmişti. Türkçe'nin Çağatay lehçesini ve Uygur alfabesini de bilirdi. Bestekâr, hattat ve şairdi. Dîvânı vardır. Mahlâsı "Avnî" idi. Bestelediği eserlerden yalnız bâzılarının notası zamanımıza kadar gelebilmiştir. Bunların hepsi saz eseridir
Sayfa 24 - BKY- PDFKitabı okudu
Mesnevî: Tercüme ve îzâh: Cüz'î akıl, bir şeyi ortaya çıkarma aklı değildir. Bilimi kabûl etmekten ve eğitime muhtâc olmaktan başka bir şeyi yoktur. Yânî cüz'î akıl, hiç yoktan bir şeyi ortaya çıkaramaz. Bir bilim sâhibinin eğitimine muhtaçdır. Bu akıl ancak eğitim görmeye ve anlamaya kâbildir. Ancak onu bir vahiy sâhibi eğitmelidir. Muhakkaktır ki, ilk olarak bütün meslekler ve sanâyî ilâhî vahiyden zuhûra geldi. Fakat sonra akıl onu çoğalttı. Örneğin kumaş dokumasını Hz. Şît (a.s) ortaya koydu. Ancak pek ibtidâî bir halde idi. Fakat bugüne kadar, her bir akıl sâhibi bir şey ilâve etti. Kumaş dokuması bugünkü mükemmel hâline gel di. Ve aynı şekilde yazı yazmayı ve iğne ile elbise dikmeyi Hz. İdrîs getirdi. Akıl sâhibi üstadlar derece derece onu kemâle erdirdiler. Bak ki bu bizim ak lımız, hiç üstadsız san'at öğrenebîlir mi? Tabî ki bizim aklımız fikirde inceden inceye araştırır ve kılı kırk yarar. Bununla berâber hiçbir san'at üstadsız bize boyun eğmedi. Eğer bu cûz'î aklın mesleklerin ve sanayînin hiç yoktan îcâdına vâkıf oluşu olsa idi, üstâda gerek kalmaksızın bir san'at meydana çıkardı. Ahmed Avni Konuk
Mahmut Erol Kılıç
Osmanlı Mutasavvıfları iki Anneden Süt Emmişlerdir Her iki ârifi anlamada Osmanlı tasavvuf geleneği bence mükemmel bir senteze ulaşmıştır. Osmanlı mutasavvıfları âdeta iki anneden süt emmiştir. Gâh İbnü'l-Arabî'nin görüşlerini Mevlânâ'nın şiirleriyle okumuşlar gâh Mevlânâ'nın ilâhî cezbesini İbnü'l-Arabî'den okumuşlardır. Böylece iki devi bir araya getirip ondan çok güzel mahsulât almıştır Osmanlı irfân çiftçileri: Ankaravî, Şeyh Galip, Esad Dede, Ahmet Avni Konuk hep bu çizgide olmuşlardır. Mesnevî'yi yorumlamak, Mevlânâ'nın metafor ve mecâzlarının anahtarlarını elde edebilmek ancak İbnü'l-Arabî'nin düşünceleri sayesinde mümkün olmuştur. "Efendim, İbnü'l-Arabî iyi hoş güzel de, bizim yolumuz İbnü'l-Arabî yolu değil.” demek ve iki ârifi ayırmaya çalışmak yeni bir bidattir, bir tür gelenekten koparma ve başkalaştırma gayretidir. Gölpınarlı gibi bazı edebiyat târihçileri her ne kadar bu yaklaşımda olmuşlarsa da ne Mevlevî geleneğinde, ne Hamzavî geleneğinde bu böyle olmuştur. Âhir ömründe keşfettiği ceddinin mezhebi olan Şiâ'nın irfânî kanadından ziyade Hüccetîler denilen ham-softa kanalının yaklaşımlarıdır bunlar. Onun tesiriyle günümüzde böyle bir ayrıma temayül eden bir yaklaşım var ki bu, tasavvuf doktrinini çok iyi bilmeyen birtakım edebiyat târihçilerinin ukalâca gayretlerinden başka bir şey değildir. Tasavvufî zevke ve duyuşa sâhip olanlar bunlara hiçbir zaman iltifat etmemişlerdir.
Sayfa 35 - HayyKitap genişletilmiş 2. Baskı, Şubat 2012Kitabı okudu
Barak Türkmenleri
Anadolu'nun 13 kazasında bu isimde 18 köy ismi var.Türk aşiretleri fermanlarında da bu isim geçer.Kadri Kemal Bey'in "Anadolu'nun doğu ve cenup doğusu" adlı eserinde de bunlardan bahis vardır.1930'da Gargamış tatkik seyahatimde bunlara bende rastladım ve bir düğünlerinde kadınlarından diğer erkekler meyanında mükemmel bir dayakta yedim.Bu, düğün adetlerindenmiş.
Reklam