Selam söylen Reyhanlı'da Arap'a
Hesap etsin yaz ayına ne kaldı
Nevruz biter sümbül biter gül biter
Top top edip dermemize ne kaldı
Seçin ağalar da kötüyü seçin
Yiğidin üstüne kemhalar biçin
Yavuz at besleyen el malı için
Bölük bölük bölmemize ne kaldı
Ulam ulam olmuş galan yazılar
Ceren avlar gök boncuklu tazılar
Altı, Arap atlı şahbaz gaziler
Cıda vurup binmemize ne kaldı
Babına da Dadaloğlu'm babına
Koç yiğitler sığmaz oldu kabına
Kamalağın kar'ardıcın dibine
Silah çatıp yatmamıza ne kaldı
Avşarlar, Yozgat-Bozok yöresinde sürgündeyken Tecirliler ile Ceritler, Reyhanlı oymağının hayvanlarını sürüp kaçırıyorlar.
Reyhanlı ileri gelenleri Tecirliler'den ve Ceritler'den hayvanlarını geri istiyorlarsa da onlar: "Hayvanlarınızı sürüp kaçıranlar biz değiliz, Avşarlar'dır" diyorlar.
Bunun üzerine Reyhanlı beylerinden Arap adlı bir bey, Avşarlar'a atıp tutuyor: "Yaz gelince Avşarlar'dan öcümüzü alacağız, onlar hazır olsunlar" diye bu tarafa haber gönderiyor.
Ve işte Dadaloğlu’da bu şiirle, “sürgünden dönmelerine ve hesap sormalarına az kaldığını” ifade etmek istiyor, Arap'a cevap veriyor:
Selam söylen Reyhanlı'da Arap'a
Hesap etsin yaz ayına ne kaldı
Nevruz biter sümbül biter gül biter
Top top edip dermemize ne kaldı
Seçin ağalar da kötüyü seçin
Yiğitin üstüne kemhalar biçin
Yavuz at besleyen el malı için
Bölük bölük bölmemize ne kaldı
Ulam ulam olmuş galan yazılar
Ceren avlar gök boncuklu tazılar
Altı, Arap atlı şahbaz gaziler
Cıda vurup binmemize ne kaldı
Babına da Dadaloğlu'm babına
Koç yiğitler sığmaz oldu kabına
Kamalağın kar'ardıcın dibine
Silah çatıp yatmamıza ne kaldı
DEVLET GÖREVLERİ ve HALKIN BİRBİRİNİ BOĞAZLAMASIYLA İLGİLİ BİR İNCELEME
“Haçin” Adana’nın Saimbeyli ilçesinin Osmanlı dönemindeki adıdır ve bu günkü “Saimbeyli” adını Kuvayi Milliye tarafından kurtarılması sırasında şehit düşen Kozanlı Saim Bey’den almıştır.
Kitap, Haçin’in Ermeni kaymakam Çallıyan’ın günlükleri ve o günleri yaşayan Türklerin anılarından oluşmakta ve belgesel niteliğindedir.
Hep okumak istediğim halde
Yine tuttu Gavur Dağı boranı
Hançer vurup acarladın yaramı
Sana derim Mıstık Paşa öreni
İçindeki bunca beyler nic'oldu
Çınar sana arka verip oturan
Pöhrenk ile sularını getiren
Yoksulların işlerini bitiren
Samur kürklü koca beyler nic'oldu
Yetmişli yıllara kadar Kozan’da özellikle cinayet ve kaza sonucu ölen insanlar için ağıtlar yakılır, sarı saman kâğıtlara basılan ve teksirle çoğaltılan bu ağıtlar Cuma çıkışı ve kalabalık yerlerde satılırdı.
'Ağıt yakmak' denen bu geleneği erkekler de yapsa da, ağıtçılar çoğunlukla kadınlardan oluşur, "Ağıtçı ana/ağıtçı Ayşe - Fatma" diye anılırdı.
Babam Kozan’a gittikçe adına “destan” denilen bu ağıtlardan alır, bizler de okurduk.
Bu kitap bana o günleri hatırlattı.
Şükrü Elçin kitabının adını “Anadolu Ağıtları” koymuş olsa da bu kitaptan da anlaşılacağı gibi ağıtların ağırlıklı olarak Avşarlar ve Avşarların çokça yaşadığı Kozan civarına özgü olduğu anlaşılıyor.
Elem geldi elde değil gaziler
Akar gözüm yaşı çağlar ne deyim
Sağ selamet geçticeğim Binboğa
Sual eyler benden dağlar ne deyim
Deh bire deh bire nazlı kır atım
Yarsuvat ‘ta kaldı atım pusatım
Gelinler dul kaldı yavrular yetim