aşkın yerini iyilik aldığı zaman
inanırım beni sahiden sevdiğine
yağmurun yerini kuşlar doldurduğu zaman
az kuşlar onlar iyi kuşlar
kanatlarından büyük merhametleri var
şiirin yerini sakinlik aldığı zaman
ayrı ayrı daha mı çok yakışıyoruz birbirimize
siyah-beyaz resimlerde ahşap avuntu
sözlerin sokaklar gibi kavuştuğu zaman
soğuk devlet, soğuk gece, arkadaşlarım nerde
ah, ölüme mi indiler henüz hayata çıkmadan
...Çünkü ancak söz konusu mutluluk
daha sonra yine elimden çıkıp gittiği zaman işin
farkına varıyor ama bundan artık kendime en
ufak bir yarar ya da avuntu sağlayamıyordum.
Çok değerli olup yerine konamayacak bir nesne
elimizden çıkıp gittiğinde, bir düşten uyanmışsız
gibi bir duyguya kapılırız...
—Bizimki geceden korkan bir çocuğun türkü çağırması gibi bir avuntu, diyor. Toplum sorunları avutuyor bizi. Kişisel sıkıntılarımızı unutuyoruz. Oysa herkesin, köydekinin, kenttekinin, bakın bu konuda diretiyorum, bin bir ruhsal sorunları var.
Toplumsal yapı, bir toplumda var olan bütün kültürel etkenlerin bir araya gelmesiyle oluşur. Bir toplumu başka toplumlardan ayıran en belirleyici özellik, o toplumun kültürüdür. Bir kültürün yarattığı en üst siyasal örgütlenme modeli ise devlettir. Bir siyasal örgütlenme modeli olan devlet ve devletin özü olan toplum, gelecek için önünde birtakım amaçlar belirler. En ilkel toplumsal ve siyasal örgütlenme modellerinde de günümüzün modern devletlerinde de siyasal iktidarlar, toplumların önüne ulaşılmamasını vaat ettikleri birtakım amaçlar ortaya koyarlar. Tarihte çoğu kez görüldüğü gibi; hedef olarak toplumun önüne konulanlar, baskıcı ve totaliter rejimlerde, halkın isteklerine ve eğilimlerine uygun bir amaç olmayabilir. Öyle ki çoğu zaman baskıcı (müstebit) hükümdarların ya da topluma hükmeden diktatörlerin kendi şan ve şereflerini yükseltmeye dönük çabalar uğruna toplum kesimleri bir avuntu içinde sürüklenebilir. Örneğin; Atatürk Napolyon'u hiç sevmediğini söyler; çünkü ona göre o kendi şanı ve şerefi uğruna koskoca bir ulusu peşinden sürüklemiştir. Bu derdin devası, toplumun bilinçlenmesi ve demokratik değerleri benimsemesidir.
...
Tanrı öldü. Rıfk sahibi ve Avuntu kaynağı Aşk'ın Tanrısı, İbrahim'in, İshak'ın ve Yakub'un Tanrısı, bu çocuğun bakışı altında, tüm putların en açgözlüsü olan Irk'ın buyurduğu insan kıyımı dumanı içinde sonsuza dek yok oldu. Ve bu yok oluş, inançlı kaç Yahudi'de gerçekleşmedi? O korkunç günlerin arasındaki, çocuğun, bize anlattığı gibi, mutsuz bir meleğin yüzüne sahip bir başka çocuğun asılışına (evet!) tanıklık ettiği o korkunç günde, arkasında birinin inlediğini duyar:
"Tanrı nerede? O nerede? Nerede bu Tanrı?
Ve içimde bir ses ona cevap veriyordu: Nerede mi? İşte tam burada - burada, bu darağacında."