"Hayır Zezè. Konu bu değil. Nesnelerin ve varlıkların kaderini kabullenmeyiz. Seni çok özleyeceğim. Özlemini, hayatın güzelliğiyle gidermeye çalışacağım; çünkü güzellik bir boşluğu doldurmaya çalışır, şevkat, sevgi denilen basit bir şeyi. Çocuk yüreğinin yumuşaklığını. İşte bunu kimse bulamaz, ne yıldızların güzelliğinde ne ay ışığının yansımasında. Güzellik beni yavaş yavaş yatıştırır, sevgiden yoksun kalmanın yüreğime verdiği hüzünü bastırır."
Sayfa 245 - Can yayınlarıKitabı okudu
Ak kefenli gelmişti. Önünde bir sürü kırmızı yılan... "Hasan," diyordu, "Hasan, sen oğlum değil misin? Sen benim zürriyetimden olmadın mı Hasan? Kurtaramaz mısın babanı? İşte önümde yüzlerce kırmızı yılan, bunlar yılan değil, kanı yerde kalmış insanlar. Öldürülmüşler de öçleri alınmamış. Kırmızı yılan olaraktan hortlamışlar. Beni
Sayfa 92 - YAPI KREDİ YAYINLARIKitabı okudu
”ve yeniden..”
Şimdi geriye o günlere tekrar baktığımda özlüyorum sanki onları ve yeniden bir çocuk olmayı istiyorum.
Ay; gecikmiş ağı, yosun yeşili bir canavar. llerlemiş gece; kanatsız yarasalar, ıslanmış silahlar. Devrilmiş bir tramvay caddede. Bunlar, kargınmış bir ilkyazın simgeleri. Büyük uçurtmamı çalmışlar deliliğimden, mor gözlü çocuk ölüsü bir pazar, onu bulamıyorum.
Ocak ayının ayaz gecelerinde, Afganistan dağlarında kalan insanlar da, ay ışığında beyaz tepeleri seyretmiyorlardı..
Artık ikiyüzlülüğü bırakıp bu gerçekle yüzleşme zamanı gelmedi mi?
Bu topraklarda inkâr edilemez şekilde çocuk cinsel istismarı yaşanmakta ve bizler de farkında bile olmayarak bu akışta yerimizi almaktayız. Karşı çıkanlar olacaktır ama bir durup düşünelim yıllar boyu söylediğimiz türküleri;
“14 yaşında Nazife de hanım” ya da
“Düz dolan düz otur ay kişi / Yaş özün diyesen yetmişi / Ağzında yoktur bir dişi/ Bir utan kızına âşık olar mı adam”
ya da nicelerini nesillerce dilden dile bugüne taşıdık.
Sayfa 330 - Doğan Kitap
