Binlerce insanın aynı yazgıyı paylaştığını, yaşamında meydana gelen şeylerin her gün yaşanan bir trajedi olduğunu biliyordu, ama yine de daha önce kimsenin bu acıyı böylesine keskin hissetmediği duygusuna kapılıyordu.
Sayfa 71 - AvareKitabı okudu
"Kalamam buralarda! İnsanlar beni anlamıyorlar, ben de onları anlamıyorum." "Öğrenirsin Boris."
Sayfa 67 - Leman Gölü Kıyısında OlayKitabı okudu
Reklam
"İsa adına onlara yalvarırsam karımın yanına gitmeme neden izin vermesinler ki?" "Hayır," dedi, "seni geçirmezler, Boris. İnsanlar artık İsa'yı dinlemiyorlar."
Sayfa 67 - Leman Gölü Kıyısında OlayKitabı okudu
Görülmez hapishanenin parmaklıklarını sökmek için yaklaşan kimse yoktu.
Sayfa 55 - NişanKitabı okudu
öyle ya, kim dönüp kendi gölgesine bakardı ki? Gölgesinin sadakatle sürünerek ve sessizce adımlarının arkasından geldiğini hissederdi insan...
Sayfa 34 - LeporellaKitabı okudu
...bayım, hissetmek, birinden daha iyi olduğumu hissetmek tarifsiz iyi geliyordu... hele aslında daha kötü biri olduğunu biliyorsa insan...
Sayfa 14 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
...içimdeki dehşetin yerini yazgıların çeşitliliği karşısında duyduğum büyük şaşkınlık aldı ve her pencerenin ardında bir alınyazısının beklediğini, her kapının bir yaşantıya açıldığını hissettim yine - gözlerimi yaşartacak kadar beni mutlu eden bir duyguydu bu; bu dünyanın çeşitliliği her yerdeydi ve böceklerin ateşli parıltıyla çürümeleri gibi en sefil köşe bile önceden belirlenmiş olaylarla doluydu.
Sayfa 11 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Mayıs ortalarında her halde gelmek istiyorum. O zaman mehtap da olacak, seninle ay ışığı altında yalnızca dolaşmayı o kadar istiyorum ki...'Gözlerimi kapadığım zaman senin hayalini görüyorum...' diyorsun. Ah Aliye, ben gözlerim açıkken bile hep seni görüyorum."
Güzellik , tıpkı güneş ışığı gibi, bahar mevsimi gibi, karanlık sulara aksi vuran , adına ay dediğimiz o gümüş deniz kabuğu gibi bu dünyanın muazzam gerçeklerinden biridir... Sorgulanamaz... Yüceliği ilahidir... Ona sahip olanlara asalet bahşeder...
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Fakat kendine olan nefreti, kanlı bir irin gibi aralarında büyürken bile Sophie; kollarında öyle yumuşak. öyle tatlı uyuyordu ki kokusunu içine çekmesine, sıcaklığının tadını çıkarmasına engel olamadı. Jake ateşli seks olaylarına pek de yabancı sayılmazdı. Gençliğinden beri her tip ve bedendeki kadınları severdi. Ancak Sophie'yle seks, yaşadığı herhangi bir şeyden daha büyüktü ve seksin ötesindeydi. Onu neredeyse tüm hayatı boyunca sevmişti. Aslında öyle çok sevmişti ki şimdi olacaklarla yüzleşirken bile onu sıkıca tutuyordu. Sophie'nin bu güzel çıplak bedeninin onu böylesine kontrolden çıkarmasına hiç izin vermemesi gere- kirdi, ama genç kadın elbisesinin fermuarını açıp yere bırak- tığında, sonunda Jake'in bunca zamandır istediği her şeyi verdiğinde, onu arzulayan içindeki o canavara daha fazla karşı koyamamıştı. Sophie'yi istiyordu. Ona arzuluyordu. Sophie yanında kımıldarken pencereden süzülen ay ışığı yüzünü, uykusunda bile dudaklarının halinden memnun, tatmin olmuş bir şekilde kıvrılışını görmesine yetecek kadar parlaktı. Onun gibi bir kadına layık olmak için ne verebilirdi ki? Jake, büyük bir dikkatle kollarını genç kadının boynun- dan çekip yataktan kalktı. Sophie karşı koyan bir ses çıkarıp kaşlarının arasında küçük bir çatılma belirince Jake o an genç kadının uyanıp onu gizlice kaçarken yakalayacağını sandı. "Gözlerini aç, prenses, " dedi sessizce.
Sayfa 97
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.