Evlatlık “Artvin Taner” ile yakalndığı ölümcül hastalık sebebiyle 6 ay kadar görev yapacak bir yardımcıya ihtiyacı olan “Ziya Adlan”’ın birbirlerine hayat hikayelerini anlattıkları bir roman olarak özetlenebilir Ayrılık çeşmesi Sokağı. Artvin’in hikayesi çok daha kısa sürerken, yaşı 60 civarında olan Ziya’nınki ise kitabın büyük bir bölümünü kaplamakta. Ziya, Sultan II. Mahmut’un soyundan gelen ve yurtdışında eğitim görerek İsviçre’deki meşhur bir üniversitede de felsefe profesörülüğünü alan, babası ile iletişimi sorunlu, zengin, kabına sığmayan, kültürlü, aktif, haksızlığı sevmeyen, insancıl, intikamcı bir kişi. Hayat hikayesini okumaka bir yandan da filozof özdeyişleri ile süslü sürükleyici bir havada ilerliyor. Hikayede içerisindeki adresler, sokak isimleri, coğrafik lokasyonları hatta yurt dışındakiler de dahil olmak üzere gerçek olması, meraklılar için araştırarak okuma yapmaya imkan veriyor. Bu gerçeklikler Dan Brown romanı havası ve heyecanını da yaratıyor insanda. Sadece hayat hikayeleri ile devam ettiği sanılan roman, nereye bağlanacak, nasıl bitecek diye düşündürürken de güzel toparlama ve ben niye tüm bunları okudum, tüm bunlar niye anlatıldının cevabını veren bir son ile de bitirilerek tavsiye edilecek kitaplar listesine girecek bir roman olmayı tam anlamıyla hakediyor. Başka “Selçuk Altun” kitapları okumayı garanti altına alan bir okuma oldu benim için.