sonra sevim’i düşündüm. onda aradığımı… bu yaşama kapanmış kıpırtısız coğrafyada onda aradığımı… kendimde bulamadığım bir şeydi belki, bir enerji aşkınlığın küçük bir belirtisi. onu değil, onun ötesini düşlemiştim ben. onun ötesinde kurduğum bir hayal dünyasının sadece aracı kılmak istemiştim aslında onu. ama biliyordum. aramızda yine çığlıklarımın birbirine ulaşamayacağı kadar derin ve geniş bir uçurum, bilinçlerimizin yakınlaşamayacağı kadar acımasız bir uzaklık vardı. imkansızlığı düşlemiştim. şimdi yine onunla konuşuyorum kafamda. sevim. son konuşmamızda yalan söyledim sana. tüm kendimi inandırma çabalarıma rağmen pişman değilim seni tanıdığıma. senin gözünden kendimi görmek isterdim. ilerde bana benzemeyeceğin kesin. ve hayatla daha sıkı, doğrudan bir bağ kurabilen, hırçın, yırtıcı ve mutlu olan olacağın da. ki böyle olacağı için bi yandan acırken, bir yandan da seviniyorum senin adına. hayat böyle. bizi birbirimizle buluşturan bu rastlantı bile ne akıl almaz bir bilmece.