Ayrıca bunu gövdemdeki bir yol alıştan da anlayabilirim
Bir iki daha çekiyorum kürekleri, seslenerek
Dur şimdi Eyüp! duruyorum, dinlerim ben Eyübü
Ayağa kalkıyorum
Önce bir kerteriz tuttur! tutturuyorum, bir düşle bir başka düşün kesiştiği bir yerden
Ve kürekleri bırakıyorum kendime sokularak
Seni hiç bulamazlar
Bir küçük insan zerresi halinde bu sabah, bütün insanları, çocukları, kuşları, yemişleri, sefilleri ve açları beyhude bir sevgi ile seviyor, kederlenmeye zaman kalmadan birdenbire bir sıçrayışta ayağa kalkıyorum. İlk vapuru karşılamaya koşuyorum. Ve bekliyorum. İlk vapurdan bin bir yabancı çıkıyor. Bir dost çehresi bulamıyorum. Bir şeyler anlatmak ihtiyacındayım. Vapurdan kimseler çıkmayınca kaleme kağıda sarılıyorum.
( Gündüz, (35), 15 Şubat 1939 )
Ayağa kalkıyorum, ona yaklaşıyorum ve yutkunuyorum. "Seni tekrar öpeceğim ve bu sefer ağlamanı istemiyorum. Bunu hisset- meni istiyorum. Zevk almanı istiyorum. Bunu yapabilir misin?"
Kristal gözleri açılıyor, uzun ve kıvrık kirpiklerinin arasından bakarak başıyla yavaşça onaylıyor.
Elim yukarı doğru hareket ediyor ve dudaklarımız
Hayvana bak
İnsan ait bir grafiği gagalıyor
Hayvan hayvan olmaya ama
İnsana ait bir lakırdıyla
Dolanıyor
Yeryüzü bir İstanbul daha açarsa
Katsı mahsusayla söylüyorum
''Yazdıkların şiir değilse kalsın”
…
“Aklınla yapayalnız baş başa
Nice alevli geceler geçtin”
…
“Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla”
Cahit Zarifoğlu
Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok
esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
- "Ayağa kalkıyorum, yumruklarımı sıkıyorum, bağırıyorum; sonra dizüstü çöküyorum, boyun eğiyorum...
Utanıyorum sonra; güçsüzlüğümden utanıyorum, belki de herkes adına... Utanmamın herkes adına olmasının hiç de sırası değil aslında!.."