Geçen yıl bu saatlerde Mekke topraklarına ayağımın tozu yeni yeni karışıyordu ve ilk umremi tamamlamış otele dönüyordum. Hiç gidememekten daha zor bir şey var ise o da gelip de burada hasret çekmekmiş- çok şükür nasip eden Rabbime-. Şuan bu satırları elim titreyerek yazıyorum. Dayanamıyorum artık, ruhum sığmıyor bedenime, kanım sığmıyor damarıma içimde hasret deryası çağlıyor, fışkırıyor gözyaşı olarak gözlerimden. Rabbim şu ramazanın yüzü suyu hürmetine sen kabul buyur, bir daha ve bir daha tekrar ve tekrar nasip et. Dua eder, dua beklerim.
Ben oyum ki ezici kuvvetimden kainat titremektedir
Ben oyum ki kol kuvvetim her canlıya hakimdir
Ben oyum ki her kim olsa bana boyun eğer
Ayağımın tozu insan sınıfının secde yeridir.
Ben oyum ki insanlığın tavır ve ahlakında benzerim yoktur
Yüce makamının hizmetcileri yiğitlerdir
Ben oyum ki adalet terazimde bütün halk eşittir bence şahlar ve fakirler hep birdir.
Sözün kısası Hüda'nın güç ve kudretinin kılıcıyım, ben Aşk'ım ezici kuvvetimden kainat titremektedir
Ben oyum ki ezici kuvvetimden kainat titremektedir.
Ben oyum ki kol kuvvetim her canlıya hakimdir.
Ben oyum ki her kim olsa bana boyun eğer.
Ayağımın tozu insan sınıfının secde yeridir.
Ben oyum ki insanlığın tavır ve ahlakında benzerim yoktur.
Yüce makamının hizmetcileri yiğitlerdir.
Ben oyum ki adalet terazimde bütün halk eşittir, bence şahlar ve fakirler hep birdir.
Sözün kısası Hüda'nın güç ve kudretinin kılıcıyım, ben Aşk'ım ezici kuvvetimden kainat titremektedir.