Limonlu kek seversin sen çayını demli içersin başın ağrır hep o yüzden beni hep yanında istersin uyumaz sın geceleri şiirler okursun hayallerini anlatırsın kulağıma saatlerce hiç bıkmaz sın mesela sorularım dan ufacık çocuğa anlatır gibi tekrar tekrar hiç kızma dan anlatırsın karnım ağrıyor diye mızıkladığımda hiç yorulmadan tutarsın mesela karnımı saatlerce gece uyurken nefes almam dan anlarsın rüyamda korktuğumu ve ardından o ses gelir o uykulu sesinle şşşt yok bişey güzel kızım korkma ben burdayım bak sarılıyorum hadi gel koynuma deyip çekersin beni kollarının arasına bazen ne kadar uzakta olsanda hissediyorum nefesini boynumda işte işte o yüzden aradan ne kadar zaman geçerse geçsin istersen 60 yıl geçsin eğer yorulursan sana her zaman limonlu kekim ve demli bir çayım var koltuğun ve kitaplığımızın yanındaki battaniyen hep hazır pijamaların komodin in çekmecesin de mutfaktaki masanın üstünde bir kutu var mesela bir gün geldiğinde başın ağrır sa diye ilaçların duruyor banyoda ki dolabın sağ tarafı tamamen sana ait eşyalar ile dolu mesela hatta çatı katında tıpkı senin odan da olduğu gibi çıkıp otura bileceğimiz bir çatı var tabi sen geldiğinde hâlâ dizleriniz tutuyor olursa oraya çıkıp acı birer kahve içeriz kahvenin yanına sufle de yaparım sen çok seversin bir gün geleceğini biliyorum sevgilim o yüzden terliklerini kapının girişine koydum bir gün geldiğinde ayakların hiç üşümesin diye
Onlar savaşçıdırlar içlerinde
Gökleri yeni baştan kurarlar
Böyle çıkma gece vakti balkona
Havalar soğudu üşümesin ayakların
Acıya salıverme kendini bir çırpıda
Sonumuz nasıl olacak diye yorma kafanı
Umutsuzluğa kapılma, gelip geçenlere bak
Umutsuzluk suçunu işlemek bize yasak
Durdurabilirim diye sustum ayakların üşümesin diye
Sustum ama üşüyorsun bir türlü engel olamıyorum
Ayaklarından başlıyorsun üşümeye benim kulaklarıma vuruyor
Şarkı söylüyorum ben de sıcak ülke şarkıları
Evita dinliyorum sıkça bunu sen de yapmalısın
Annemin ördüğü patikleri yollasam giymezsin bilirim
Yine de boşlama kapıları belki bir yolunu bulur
Tüylü bir çift ev terliğiyle kalkıp yanına gelirim..
Sizin sahil gibi değil buralar her yeri müteahhitler kapmış
İnşaat yapıyorlar her boşluğa pazar kuracak yer kalmıyor
Bayrammış bak yarın çok mutluymuş türküm diyenler
Ama senin ayakların üşüyor nasıl da çaresizim
Ilık ılık konuşayım diye sarılıyorum telefona
Müteahhitin kepçesi telefon tellerini koparmış
Mektup yazsam alevli mürekkepler kullanıp
Yazdıklarımı ayaklarına okur musun?
Böyle çıkma gece vakti balkona
Havalar soğudu üşümesin ayakların
Acıya salıverme kendini bir çırpıda
Sonumuz nasıl olacak diye yorma kafanı
Umutsuzluğa kapılma, gelip geçenlere bak
Umutsuzluk suçunu işlemek bize yasak
'Ayakların üşümesin diye sana çorap almıştı onu unutamıyorum,
Önce senin çayını karıştırması, sen yemeden yememesi..
Bunlar bu dünyaya fazla be güzel yüreklim' dedi..
Fazla güzel sevmişiz, fazla gelmiş bilemedik..
Başka türlü nasıl sevilirdi hiç bilemedik
İyi ki böyle sevdik..