“Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı.
Y'
Sayfalarca yazmak istiyorsun aklındakileri Bu zehirli düşünceleri kusmak istiyorsun içinden. Kaldıramıyorsun artık kafandaki bu lanet sözleri. Ağırlığını tartamaz olmuşsun hiçbirinin. Ellerinde kalan ne varsa kanatmışsın. Yaralarını bir bir soymuşsun. Anlatamamışsın kimseye . Defalarca denemiş hep başa dönmüşsün. Hiçliğin çukurunda
Reklam
EN ESKI YAZILARIM 2.
Korku. Kor dediğin ateşin alevli közü. Ku… dediğin belki kul belki kuş belki kum. Korda yanan kul, Kordan kaçıp uzaklara uçan kuş,
EN ESKI YAZILARIM 1.
Saçmasında vurulduğun mazi namın olur Denizinde sarıldığın sinsi ahın olur Fırtınasında savrulduğun serseri zamanın Toprağında kuruduğun mezarın olur 
İçim geçmiş Ayakta iken uyur gördüm kendimi Ruyda idim Yanı başında Kendime hakimim aslında Şiir okurken buldum kendimi o an yanında Baş ucunda Seni sana yazmak Sana seni anlatmak Bütün kafiyelerin sonunda sana rastlamak Her kelimenin gözünden gamzene yuvarlanırken seyre dalmak Sonra ruyada sıra kadem basmak Uyanmamak için rüyadan kaçmak Uykudan mi Hiç uyanmamak Saçlarında rüzgarları kovalamak Kovalarken zülüflerine takılı kalmak Ve gerçeğe repe takla yuvarlanmak...🌙🕯
Gör, bak, anla İstilaya uğruyor yüreğim Gelmiyorsun neden ? Yık şu is içinde kalmış gururunu Anla artık faydası yok Ne sana ne de bana Anlamıyorsun ölüyorum Bakıyorsun, dokunmuyorsun yaralarıma
252 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.