Doğmamış Bir Çocuğa Mektup
MOTOSİKLETE BİN OĞLUM, ÇÜNKÜ MOTOSİKLET HAYATTIR...
birçok babanın korkusu oğlunun motosiklete binmesidir. ölümden ve başka her türlü tehlikeli durumun çocukların başına gelmesinden korkarlar. benim senin başına en çok gelmesinden korktuğum şey ise hayatın zevklerini almadan yaşayan bir eğreltiotu olmandır. eğer yapmak istediğin şey orada
“Câmiye sağ ayakla girmeyi bilmek ilim, yapmak edep, bu ikisi ise şeriat oluyor.”
Mahmud Efendi Hazretlerimiz (Kuddise Sirruhû)
Yazarların tuhaf alışkanlıkları...
Bazı dünyaca ünlü yazarların garip yazma alışkanlıklarının olduğunu biliyor muydunuz? ☺️
* 
Gabriel Garcia Marquez , her gün şafaktan önce uyanır, yazmadan önce gazete haberleri okurdu.
* 
John Steinbeck , kitap taslaklarını kurşun kalemle yazardı ve yazmak için iki düzine markalı ve keskin bilenmiş kaleme ihtiyacı vardı.
* 
Virginia Woolf , bazı kitaplarını ayakta durduğu bir masanın önünde yazdı.
* 
Haruki Murakami , her sabah 4’te uyanıp 6 saat yazıyordu, sonra da 10 km koşuyordu.
* 
Maya Angelou , sabah 6’da evinden çıkıp öğlen 2’ye kadar yazmak için küçük bir otel odasında kalıyordu. Duvarlardaki her şeyin de kaldırılmasını istiyordu.
* 
Charles Dickens , yazarken yönünü hep kuzeye bakacak şekilde ayarlıyordu ve yanında her zaman pusula taşırdı.
* 
Isabel Allende , kitaplarını yazmaya yılın aynı günü başlıyordu. İlk kitabını 8 Ocak 1981’de yazmaya başladı, ilk kitabının başarısı ondan sonraki tüm kitaplarını 8 Ocak tarihinde başlamasına neden oldu.
* 
Agatha Christie , polisiye kitaplarını küvette yazıyor ve yazarken elma yiyordu...
(alıntıdır)
“Elfida: feda etmeyi bilmek, gözden çıkarmak anlamında, bazen çekip gitmeyi bilmek, sevdiğini yitirme acısıyla ayakta kalabilmek.. arapça bir kelime…
Bazen bunu yapmak gerekir.
Deneme Denemesi: Bir Sürprizim Var
Günün sürprizi 'Sürpriz' kelimesi oldu benim için. Türkçesini merak edip hemen sözlüğe baktım. Birinci sözlükte bulamadım, ikincisinde 'şaşırtı' diye bir şey çıktı karşıma. Sürpriz kelimesinin anlamı ise kısaca, beklenmedik olay demekmiş. Tedavüle ne zaman girdiğini öğrenmek için bu kez etimoloji sözlüğüne baktığımda 1924 yılında Türkçe'ye girmiş
Son Vaziyetim
Atakan'ın yaptığı esprilerin sonunda salak yaa diyerek sevimli ve şapşal kahkahalar attığım, sonrasında işin ciddiyete bindiği yerden, tüylerim diken diken olurken donakaldığım... İşte sanat bu! güldürürken düşündürmek; düşünce havuzunda yüzerken duyguların şaha kalkması, ayaklanması... İşte tiyatro bu! İşte işini hakkıyla yapmak dediğimiz; canlı canlı karşımızdalar, her yeri sanata buladılar... Kırmızı halı az bile, oscarlık skeçti, ayakta alkışlamalık! Tek kelimeyle muazzamdı! İzleyin, izlettirin...
youtu.be/0eyYOuW198U