”Harpte düşman belliydi. Ya sulhte? Sulh içinde yaşayan memleketler de Türkiye misali? Suh vardı memlekette ama fark emiyordu. Düşmanlar her bir yandaydı. Sultanahmet Camisinin etrafında, Ayasofya’daki türbelerin önünde, yüce adların yazıldığı hat levhaların altında ve minarelerin gölgelerinde ama o göremiyordu düşmanları. Daha çok mu dua etmeliydi Talat Paşa’ya , Mahmut Sevket Paşa’ya , cephede yanında şehit düşen neferlerine?
Harpte düşman belliydi. Ya sulhte? Sulh içinde yaşayan memleketler de Türkiye misali? Suh vardı memlekette ama fark emiyordu. Düşmanlar her bir yandaydı. Sultanahmet Camisinin etrafında, Ayasofya’daki türbelerin önünde, yüce adların yazıldığı hat levhaların altında ve minarelerin gölgelerinde ama o göremiyordu düşmanları. Daha çok mu dua etmeliydi Talat Paşa’ya , Mahmut Sevket Paşa’ya , cephede yanında şehit düşen neferlerine?
Reklam
Grandük Lukas Notaras
Aralık ayının 12’sinde, Ayasofya’daki ayinde iki dinin birleştiği açıklandı. Ama dindar Konstantinopolis halkı bu birleşmeye büyük tepki gösterdi. Halk sokaklara döküldü. Bir daha Ayasofya’ya ayak basmayacaklarına yeminler ederek birleşme kararına karşı çıktılar. Bu kararı benimsemeyenler sadece halktan kişiler değildi, o zamanın başbakanı sayılan Grandük Lukas Notaras da herkesin içinde bağıra çağıra şu tarihi sözleri söyledi: * Konstantinopolis'te Latin külahı yerine, Türk sarığı görmeyi yeğlerim. *
Everest YayınlarıKitabı okudu
Aşçı Dede hatıralarında geçen bir hadisede şeyhlerin dinî ve mistik yollarla saray ve toplum üzerinde etkinliklerini XIX. yüzyılda da sürdürdüklerini göstermektedir. Söz konusu olaya göre: Padişahın kadınlarından birisine olan alakası sona ermiş, kadın kendisini tekrar sevdirmek için hocalara vb. yerlere gitmiş ancak bir fayda görmemiştir. O zamanlar Şeyh Hüseyin Efendi de İstanbul’a yeni gelmiştir. Haseki şeyhten himmet istemiş Şeyh, “Bizimki ancak bir nazardır. Haydi git! Sarayda Zât-ı Şâhâne şimdi sizi arıyor!” demiş ve dediği gibi de olmuştur. Kadın ertesi gün hemen Erzurumlu Hüseyin Efendi’ye Ayasofya’daki bir konağı alıp hediye etmiştir.
Sayfa 51
Fransızlar, Ayasofya’daki Mimar Sinan yapısı hamamda bir istihbarat salonu açmışlar. (30 Mart- 2 Nisan 1920)
Sayfa 84 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 9. BasımKitabı okudu
Ruhun ayasofyaları, süleymaniyeleri yükselecektir yeniden.
Reklam
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.