Turan Dursun'un, eserlerinde gerçekleri yalınlıkla ve cesaretle halkına anlatması din üzerinden toplumu sömürenleri rahatsız etmişti. Oysaki Turan Dursun taşıdığı aydın sorumluluğunun gereğini yapıyordu. Ancak toplumun aydınlanması ve uyanması demek sömürücülerin kaynaklarının kuruması demekti. Ne yazık ki 1990 yılında kalleşçe bir suikastla öldürüldü. Geride ise günümüze ve geleceğimize ışık tutan birçok eser bıraktı.
Aydın ve Aydin
Müslümanlar o kendine özgü mantıksızlıklarıyla, insanları müslüman yapmak için cihad ve öldürme tehditlerine başvurmayı "zorlama" olarak kabul etmezler çünkü güya müslüman olmayan kişi, müslüman olmamak için kendi nefsini zorlama altında tutmaktadır. Cihad yoluyla onu müslüman yapmak bu zorlamadan kurtarmak demek olur; yani kişi zorlama yoluyla "zorlama" dan kurtulur. (...) Muhammedin başlarda, yani güçsüz dönemlerinde koyduğu yumuşak ve hoşgörü kılıklı hükümler, Muhammed ve İslam güçlendikten sonra kaldırılmaya çalışılmıştır. İslam hiçbir dönemde ve hiçbir yere hoşgörü yoluyla yerleşmemiştir; kılıç zoru, korkutma ve dehşet yoluyla yayılmıştır.
Reklam
Eleştirel yoldan insanın kendi sınıf bilincine varması demek, tarihsel ve politik olarak bir seçkin aydın sınıfının yaratılması demektir. Bir insan yığını (kelimenin en geniş anlamında) örgütlenmeden kendini başkalarından ayırd edemez, “kendiliğinden” bağımsız bir duruma geçemez... Antonio Gramsci
“Siz dünyanın büyük piyanisti Paderewski, müzik sanatını terk ederek sıradan bir başbakan oldunuz demek!.. Ne düşüş bu Tanrım!..”
Öğrencilerime hep, geçmişinizi iyi bilin, nerede ne var, ne olmuş, bilin; kimsiniz siz, nereden geliyorsunuz, öğrenin, derdim. Geçmişe takılıp kalsınlar diye değil, aksine geleceğe daha sağlam yürüsünler, aynı hataları tekrar etmesinler diye. Oysa çok çok üzgünüm ama bugün öğrencilerimin büyük çoğunluğu yeni bir şey yapmak yerine geçmişle, atasıyla övünmeyi yeterli görüyor. Biz bu ecdadın torunuyuz, demek yetmez ki.
Aydın olmak, modaya uygun kıyafetler giymek veya kolalı yakalık ve modern şapka takmak demek değildir. Halk size, iyi bir ücret almanız ve akşamları sözde okuma salonlarında kağıt ve domino oynamanız için okutup terbiye vermedi. Bu durumda siz aydın değil de, küflenmiş aydın oluyorsunuz. Siz halkın aklını, halkın iradesini ve enerjisini, halkın vicdanını uyandırmak zorundasınız. Halkın fikrini uyandırmalısınız; köylüyü, işçiyi toplumun alt tabakalarını nasıl iyi yaşanır, nasıl iyi yaşam koşulları yaratılır diye eğitmek zorundasınız. Halka hayatın değerini anlamayı ve onu korumayı öğretin. Daha rahat, daha sağlıklı, daha uygun yaşam tarzı nasıl kurulur, onu öğretin. Kendilerinin ve çocuklarının sağlığını nasıl koruyacağını öğretin. Mutlu bir aile hayatı nasıl kurulur, onu öğretin: Erkeğin kadına ve kadının erkeğe nasıl davranacaklarını ve çocukların nasıl eğitileceğini öğretin. Halkı doğruluğa, düzene, disipline alıştırın. Halkın vicdan duygusunu geliştirin. Kendilerinin ve başkalarının haklarına saygı duymayı öğretin.
Sayfa 82 - Koridor
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.