Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
165 syf.
·
Puan vermedi
Her kitabında insana ve insana dair her şeyle yakından ilgili olan Ali Şeriati bu eserinde evlerimizin içine kadar ne kadar toplumun parçası olduğunuzu bize aşama aşama anlatır. Her düşüncesine katılmasamda haklı olduğu çok konu var. En çok bilinen tiradı ile “Sizi rahatsız etmeye geldim.” Eserin içeriği ve içeriğindeki konulara değinme
Anne Baba Biz Suçluyuz
Anne Baba Biz SuçluyuzAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 20131,281 okunma
Zengin bir tarihimiz var. Yüksek bir medeniyet kurmuşuz. Ulaştığımız her alana kişiliğimizin damgasını vurmuşuz. Yüreklerimizde emperyalist gaye değil, evrensel bir bildiri taşıdık. Savaşlarımız halklarla değil, düzenlerle oldu; bu yüzden çok kısa sürede büyük fetihler yaptık ve kurduğumuz devlet, dünyanın en uzun ömürlü devleti oldu; halkları yüz yıllarca bize sadık kaldılar. Savaşlarımız, insanlığın kurtuluşu içindi. Batılı, Doğulu bütün halklar, insanca yaşamanın mutluluğuna ancak bizde erebiliyorlardı. Kurduğumuz düzende bütün soyların ve inanışların yeri adil ölçülerle belirlenmişti...
Reklam
Bu düzen, kendisine silah çekecek kadar düşmanlığını açığa vuranlardan daha ziyade, gerçek inançla bütünleşmiş olanlarımızı düşman görüyor hâlâ...
İlim yapabilmek için özgür kafa yapısına sahip olmak koşuldur; özgür kafa yapısına sahip olabilmek ise bir karakter sorunudur. Batı dünyası sağlam karakterli düşünürler, bilim adamları ve aydınlar sa­yesindedir ki, insan aklını karanlıklardan aydınlıklara çıkarabilmiş, uygarlık gelişmesi yaratabilmiştir. Onların sağladığı emsalsiz örnek­ler, birbirini izleyen kuşakları birbirinden daha üstün kerteye getir­miştir.
Sayfa 6 - İnkilap Kitapevi 2.Baskı 1987Kitabı okudu
Gerçek aydın, yurtseverdir, idealisttir. Bu yüzden de geri kalmış ülkelerde nasibi, daima çile doldurmaktır...
İslâm'ı mahkûm kıldılar ama imha edemediler...
Reklam
İslâm mahküm kılınmasaydı Türkiye bugünkü sosyal, siyasal, ekonomik buhranlara düşmez; anarşinin, terörün pençesinde kıvranmazdı. Başka hiçbir dünya görüşü değil, sadece İslâm düşman olarak görüldü yıllarca. Yakın tarihimiz, irtica adı altında, İslâm'la mücadele etmenin tarihidir. Fanatik bir Cumhuriyet devrimcisi, daha doğrusu beyni dondurulmuş bir Batıcı kafasıyla değil, soğukkanlı bir yaklaşımla siyasi tarihimizi gözden geçiren herkes, açıkça görebilir ki Tanzimat'tan beri devletin gerçekleştirmeye çalıştığı bütün devrimlerin temelinde, İslâm'ı hayatımızdan söküp atmanın cehdi vardır. Bugünkü bunalımlarımız, İslâm'a karşı açılan savaşların başarısıyla orantılıdır...
Tüketme hırsı içinde yaşıyor bugün insan...
De­ğişme sürecine, asıl olması gerektiği gibi ekonomik ve toplumsal kalkınma öncüleri değil de, bürokrat aydınlar kılavuzluk ettikleri için, batı kavramı, Türk imgeleminde her şeyin en ideal olarak ya­şandığı bir toplum olarak biçimleniyor. Her şey ama her şey doğu­ da kötü, batıda iyi! Onlar nasıl yapıyorsa biz de öyle yapmalıyız ki, adam olalım! Oysa elin Japonu çıkmış, hiçbir şeyini değiştirmeden, sadece ekonomik ve teknolojik gelişme sürecini kendi yapısında ya­ratarak batı düzeyini yakalamış, dibini kurcalayan yok! Biz ha ba­bam batı müziği dinliyor, çeviri roman okuyor, batılı gibi giyiniyor, bir türlü batılı olamıyoruz, adamlar Japon gibi yazıyor, Japon gibi yaşıyor. Japon gibi ölüyorlar, ama batıyı geçiyorlar Japonun yaptı­ğını biz yapamamışız, bizim yaptığımızı Afrika'daki eski Fransız ve İngiliz sömürgeler yapmışlar, ama onlar da 'batılı' olamamış!
"Misyoner mantğının, batılı sığ bilginin yaydığı peşin hükümler deryasında yüzüp duruyoruz. Profesörler de dahil bütün bir aydınlar kadrosu, düşünce örgüleri bir yığın peşin hükmün eklem ödevini gördüğü bir düşünce mağmasına sahiptir. (...) Tek açık kapı şu: Batı düşünecek, biz de onu hemen alacağız, kullanacağız. O da, biz daha mevcudu aktarmadan artıp geliştiğine ve değiştiğine göre, yetişememekten gelen bir düşünce hafakanı içine yuvarlanmamız işten bile olmuyor."
Sayfa 27 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
454 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.