Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk Tiyatrosu
Sanatın merkezi, emek, alın teri ve insanlığın okulu, Gül bahçesi gibi buram buram misk-i amber kokulu, Nakış nakış, desen desen, ilmik ilmik kardeşlik dokulu, Çarpan yüreğimizdir, Türk Tiyatrosu Çocukla çocuk, gençle genç, büyükle büyük olunur. Nefes nefes hep beraber, sanat, emek, gayret havası solunur. Tebessüm, hoş görü ve tevazuyla büyük
Nasıl da tuhaf bir basitleştirilmişlik ve sahteleştirilmişlik içinde yaşıyor insan!Bu mucizeye bir kez gözünü diken,şaşırmaya doymaz!Etrafımızdaki her şeyi aydınlık ve açık,kolay ve basit kıldık!Duyularımıza yüzeysel olan her şey için bir serbest geçiş kartı,düşüncemize kasıtlı sıçramalar ve yanlış çıkarımlar için tanrısal bir hırs vermeyi nasıl da becerdik!-daha en başından beri nasıl da bildik cahilliğimizi korumayı,yaşamın anlaşılmaz bir özgürlüğünü,kaygısızlığını,tedbirsizliğini,içtenliğini,neşesini:yaşamın kendisini tadabilmek için!
Reklam
Seni bulmak için yitirdiğim yazgılar ötesi o durgun gölün sonsuza açılan aydınlık kapısında duran ben,dudaklarını bir kez bile öpmeden öldüğümleyim bil…
Mum'u insanlara benzetirim, Etrafına ışık saçtıkça içten içe eriyen ve bunun farkına bile varmayan insanlara... (Etrafınıza ışık saçın tabiki ama herkese değeri kadar aydınlık verin.)
allahı buldum, yüzüne karşı oturuyordu iman desen dizinin dibinde ya muhammed elini tutuyordu. karanlık aydınlık arası dokuduğum bu mekik göğsümde sancak dikmiş yolsuz bir melek gibiydi yarimin tuhaf sözleri dibini bile aydınlatmayan bir mum gibiydi aldım etime diktim gözlerini karşımda allah göğsümde iman dilimde kuran kabarıyordu kendini aldır kandırma aş kendini yolunda yardır tetiğe sürdüğün merminin benden aldığı sade bir avuç kandır suratından zemzem damlayan kavruğum alev almış her şey söndürmek namümkün cümle alem tek bir ağızdan bağırsın sönmüyorsa güzel rabbim daha çok yandır
Kimilerine sen yakışırsın ancak Kimileri ki sana maçası çıkışmaz Sen birilerine yakıştın mı o birileri elbet ağlayacaktır Şairler ota boka ağlarlar mesela Çünkü birileri elbet ağlayacaktır Biraz sabır ve biraz aydınlık istedi çiçek. Birileri elbet ağlar...
Reklam
~•~”Yaşam; neşe ve hüzünle, yalnızlık ve yoldaşlıkla, gurur ve pişmanlıkla doludur. Yaşamak demek, bunların hepsini deneyimlenmek demektir. Bazı şeyler kalp kırıcı olabilir ama hiçbir zaman gerçekten kalbinizi kırmazlar. Her zaman daha aydınlık bir gelecek için umut vardır ve bu umudu hiç beklemediğimiz yerlerde bulabilirsiniz.”
Umuttan, "tüm insanların eninde sonunda kardeş olacakları" umudundan söz ettim ... Onca acıların ve felaketlerin yaşandığı dünyamızda bir gün kardeşliğin gerçekleşeceği ve bütün insanlarla kardeş olmamıza izin verileceği aydınlık umudunu beslememiz acaba bir kibir ve kibirli olmaya bir çağrı mıdır?
Sayfa 1152 - Yapı Kredi Yayınları
·
Puan vermedi
Ahiret hayatı gerçek yaşam.
Ölüm ile zorbaların boynunu büken kisraların belini kıran kayserlerin umutlarını tüketen Allah'a hamd olsun bu insanların kalpleri ölümden bahsedilmesi neden hoslanmazdi nihayet Allah'ın gerçek vaadi gelip çattı ve Allah Teala onların asıl mekanlarında olmasını diledi bundan dolayı o kimseler saraylardan alınıp kabirlere aydınlık yerüstünden karanlık mezarlara cariyeler ile eğlenmeden haşere ve kurtçuklara yem olmaya türlü türlü yiyecek ve içeceklerle zevkü safa sürmekten çamur ve toprağa bulanmaya yakınların güzel mualemesinden yalnızlığın ıssızlığın ıssızlığına kuş tüyü döşeklerden sağlığa uygun olmayan mekanlara nakledildiler.
Bütün Yönleriyle Ahiret Hayatı
Bütün Yönleriyle Ahiret HayatıMahmud el-Mısri Ebu Ammar · Polen Yayınları · 201714 okunma
"Olgunlaşmaya bekleyen bir cevizin kabuğuna Bahar'la sarılarak girmek ve ölene kadar orada yaşamak istiyordum. Sonra gözlerimi açıyor ve kendi gerçeğimle yüzleşiyordum. Bahar yoktu, bir damla bile yoktu. Hayatıma onsuz devam etmek çok zordu. Bir sihirli değnek arıyordum. Bana dokunup Bahar'la ilgili her şey içimden, kalbimden, aklımdan söküp alacak bir değnek. Çünkü ben artık Bahar'ı sevmek istemiyordum. Sonra düşünüyordum, işte aradığın şey burada deyip o değneği elime verseler... Bütün hatıralarımı bir araya koyup bedenimi onlara siper edeceğimi biliyordum. Ben Bahar'ın kendi elleriyle yolduğu kirpiklerini bile çarşaftan toplayıp kumbarama atardım. Bir anlamı olduğundan değil kıyamayışımdan. İçimdeki resmi öyle güzel ki onu unutmaktan ödüm kopuyor. Hafızamın en aydınlık duvarına asıyorum onu. Boydan boya Bahar. Başımi ne yana çevirsem o var. Yalnızca o var. Ah Bahar..."
Sayfa 549 - Pukka Yayınları, OzanKitabı okuyor
Reklam
Yavaştır yaşamının anlamı
— şimdiyse, güvenli çünkü eksiksiz; dingin çünkü bilinçli; aydınlık çünkü bütünlüklü olabilecek bir sevgi eylemlerin — anlam ve anlama, anlayış ve anlaşma olacak.
Sayfa 71 - Metis Yay. 9. Baskı: Eylül 2012
Aydınlık, bilgiye ve fikre dayalı yaşam ve güzellik, daha önce asla hayal etmediği kadar sıcak ve göz kamaştırıcı biçimde karşısındaydı işte.
Çukur,
Sözün bana sazlıdır ben çukurdayım kazdığım. Göztepe'de sohbetimiz göz görünce sonlanır. Karanlığın zerafetinden geçen bir beste yaptık. Ağzımızda dolandı bak bu son senem aydınlık. Alkolizme teslim ettiğim bir cümle kadar yoksun. Farkedince kanım dondu raks edipte gülmüyoruz! Ağır olcak bedel bir gün ödetcektir kendisini her şekilde, bizde sevcez bir gün onu!
Ya da Allah insana bir şey duyurmayı diledikten sonra, onun kalbine başka şeyler ilham ediyor. Sonra araya araya buluyorsun yolunu. Yol aydınlık olsun, aramak mesele değil.
Sayfa 138
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.