Aydın Beyhan

100 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
İnsanlık her zaman ve her yerde var. İnsanın olduğu yerde umut da var. Kötü insanlara karşı iyiler var...ve de olacak. Kitabı bu şekilde yorumlayabilirim özetle. Cezaevini, cezaevi şartlarını ve orada kalan insanların psikolojisini, iyiye ve kötüye dair her şeyi 90 sayfalık bu eserde görüyoruz. Orhan Kemal bu eserinde de umut,insanlık onuru ve aydınlık adına adeta sesleniyor bize. Okuyun derim.
72. Koğuş
72. KoğuşOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20205,6bin okunma
Reklam
378 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Orhan Kemal okumak için çok geç kaldığımı söylemem gerekiyor sanırım. Çok iyi bildiğim ve örnek verdiğim bir yazar olmasına rağmen eserlerini ayrıntılı bir şekilde okumamıştım. Okudum ama gerçekten zihnimde izler bıraktı. Türk edebiyatında her zaman umudun, emeğin,insanlığın ve karanlığa inat aydınlığın yanında yer alan Orhan Kemal bu eserinde ekonomik koşulların, yokluğun aile ilişkilerinde meydana getirdiği zorlukları öyle bir dille anlatmış ki okurken etkilenmemek ve isyan etmemek elde değil! Yine de yazar umudun ve iyimserligin her zaman insanın içinde yaşaması gerektiğini ve yozlaşan dünyada çarpık insan ilişkilerine kalemiyle nasıl meydan okuduğunu görüyoruz. Nazım Hikmet iyi ki Orhan Kemal'i düz yazıya yönlendirmiş diye düşünüyorum. Tüm eserlerini okumam şart oldu.
Eskici ve Oğulları
Eskici ve OğullarıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20206,7bin okunma
140 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
'Değirmen' , iki kez okuduğum bir öykü kitabı... Öykü sevenlerin mutlaka okuması gereken ve yıllara meydan okuyan ders verici, etkileyici hikayeler... Zaten Sabahattin Ali'nin anlatım tarzı, samimiyeti,insana bakış açısı ve konuları işleyiş tarzı size bu öykü kitabını da sevdirecektir. Düşünün 1930 yıllarda yazılmış öyküleri 2020'de okurken Anadolu insanı için değişen pek birşey olmadığını görürsünüz. Fazla zamanınızı da almaz belki ama alacağınız tadı epey unutmazsınız. Öykülerden bir kaç alıntıyı paylaşmak isterim : 'Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz? ' _________ 'İsteklerime varabilmek için dış dünya ile bağlarımı azaltmak lazım geldiğini seziyordum. Vücudumdaki her yıkılış, kafamda yeni bir parlaklığa yol açıyor. Ellerimin titremesi arttı, fakat ben baktığım şeyleri daha sebatlı ve ihtizamlı görmeye başladım. Ah, ey peşinde koştuğum hakikat, nihayet seni yakalayacağım.' ______ 'Bu oda yalnız bugün değil, her zaman böyle karanlık… Burada kitaplarımla ben yaşarız ve bize aydınlık getirecek kimsemiz yok… Ben burada yalnızlığı bardak bardak içiyorum.' ______ '..sevmek, hele benim gibi sevmek berbat bir şeydir. Hayatımda yalnız o vardı. Gözümü kapadığım zaman onu, açtığım zaman onu, uyuduğum zaman onu, uyandığım zaman onu görüyordum.' _____ 'Artık hayatının sahifelerinden yeisi, bedbinliği, kederi sil, çünkü kuvvetli bir kafanın sevince çeviremeyeceği ıstırap yoktur… Hadi… Düşünme.'
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202145,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
149 syf.
10/10 puan verdi
Kitap özetle; bir bataklık ülkesi olan Finlandiya'nın eğitim, ekonomi, kültür, sağlık,askeri vs. gibi konulardaki diriliş hikayesini ve beyaz zambaklar ülkesi haline gelmesini konu ediniyor. Başta Snelman olmak üzere çeşitli meslek grubundan insanların karanlık günlere aydınlık fikirleri ile katkısını göreceksiniz. Bugüne kadar okumayan varsa bence çok şey kaybetmiştir. Kitabın sayfa sayısı az, ancak nitelik ve içerik olarak milyonlarca sayfanın vermeyeceği fikri zenginliği göreceksiniz. Herkes birbirine bu kitabı hediye olarak da verebilir. Ben 3 kez okudum kitabı.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Hayat Yayınları · 2018100,6bin okunma
484 syf.
10/10 puan verdi
Zülfü Livaneli’yi tanımayan, bilmeyen yoktur herhalde. Kimileri müzikleri, kimileri filmleri, kimileri gazete yazıları ve milletvekilliği ile tanır. Bence en çok bilinmesi gereken yönlerinden birisi de kesinlike yazdığı romanlar, denemeler... Hepsi konuşma Türkçesi ile yazıldığı için okunması gayet kolay ve dili de anlaşılır bir dildir. 'Kardeşimin Hikayesi' adlı romanından sonra 'Serenad' adlı romanını okudum. Tek kelime ile büyülendim diyebilirim. Kitapta neredeyse dile getirilmeyen toplumsal ve tarihsel sorun yok gibi : - Kadın(Ana karakter ve dul, çocuklu olması,yaşadığı sorunlar)- Türkiye'nin sosyal problemleri ( Dayak, Boşanma, Doğuda namus cinayetleri vb. ) -İnternet ortamının çok açık ve kötü yönlerinin kullanılması-Şehrin yozlaşması ( Sokakların değişmesi, esnafların değişmesi ve modernlik adı altında kültürünü unutması ) - Doğu -Batı çarpışması , Cehalet ve insanlık sorunları.- Ajanlık ve istihbarat konuları- Türkçülük, ırkçılık, milliyetçilik.- Kırım soykırımı , Türkler, Ermeniler, Yahudiler...-Yoksul ve zengin ayrımı. - Osmanlı imparatorluğu , - 2. Dünya savaşı sonrası bilimadamlarının Türkiye'ye sığınması.- Nasıl iktidar olunur?- Tarih- Ekonomik krizler, siyasi partiler, iktidar ve güç - Klasik müzik (Serenad, Shubert gibi) - Nazi zamanında Saf Ari bir Alman ile Yahudi kızının aşkı ve evlenmesi.-,İftira, Basının önemi, Hukuk sistemi, Naziler, Toplama kampları, -Aşk, sevgi, hayatın güzelliği, insanlık vs. Kitapta insana ve insanlığa dair her şey var,okuyun derim!
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020137,7bin okunma
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam