Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birçoğu konuya açıklık getirme maksadı ile;
EsselâmuAleykûm 1.yorumda "Şeriatcılar burda barınamıcaklar artik:))" diye yorum yapan sözde okur vatandaşımızın(şaibeli) sözlerini kâle alıp bir açıklama yapacağım. Şöyle ki; şeriatçılar bu ülkeye başka ülkeden gelmediler! Onların atası, soyu sopu şeriatçıydı. Sen kalkıp ta ne had bilmezlikle burda barınamazlar diye konuşursun be
EFENDİMİZ (SAV)’İN TEBLİĞ METODU 2
(Hz. Muhammed (sav)’in Emriyle Öldürülen Kişiler) Muhammed (sav)'in İslam'ı geniş kitlelere ulaştırmasıyla bazı kişiler bunu engellemek için çeşitli faaliyetlerde bulunmaya başladılar. Bazı şairler şiirleriyle Muhammed (sav)'i hicvederken bazıları ise şiirleriyle insanları ona karşı savaşmaya davet etti. Muhammed onlara engel olmak
Reklam
Tanrılar Kudurmuş Olmalı
Bir eliyle önlüğünün uçlarını toplamış, öbür elindeki alüminyum tasla buğday çuvalından önlüğüne buğday dolduruyordu. Yeteceğine karar verince çuvalın yanındaki eski ilistiri de eline aldı. Oflayıp puflayarak doğruldu. Kapıdan çıkarken dikkatsizce attığı adım çöp tenekesinin dökülmesine sebep olmuş, bütün çöpler yerlere dökülmüştü. Oğul oğul
Bu 10 ildeki Vali, Kaymakam ve Belediye Başkanlarının istifasını bekliyorum.
Türkiye'de Vali ve Kaymakamlar, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) koordinasyonunda, afetler öncesinde, sırasında ve sonrasında çeşitli görevler üstlenirler. Bazı görevleri şunlardır: • Afet öncesi hazırlık faaliyetlerinin yürütülmesi ve koordinasyonu, • Afet risk analizlerinin yapılması ve bu doğrultuda gerekli tedbirlerin alınması, • Afet durumunda gerekli müdahale ve koordinasyonun sağlanması, • Hasar tespiti çalışmalarının yürütülmesi, • Acil ihtiyaçların tespiti ve karşılanması için gerekli çalışmaların yapılması, • Afetzedelere yardım ve destek sağlanması, • Toplumun afetlere karşı bilinçlendirilmesi için kampanyalar ve eğitim faaliyetleri düzenlenmesi. Vali ve kaymakamlar, afetlerin türüne ve büyüklüğüne göre farklı görevler de üstlenebilirler. Örneğin, büyük ölçekli afetlerde kriz merkezlerini yönetmek ve ulusal düzeyde koordinasyonu sağlamak gibi daha geniş kapsamlı görevler alabilirler.
NASIL YAŞAYACAĞIN DEĞİL, NASIL ÖLECEĞİNMİŞ ASLINDA.
" Bir deprem oldu... Bütün alışılmış ve kabullenilmiş dünya düzenlerini yıktı geçti bu sabah. Bir deprem oldu... Küsmenin, kızmanın, kırılmanın ne kadar anlamsız olduğunu adeta omuzlarımızdan tutup “kendine gel hayat çok kısa” diye sarsarak bize yeniden anlattı. En sevdiğimiz insanların, en sevdiğimiz eşyaların, en sevdiğimiz yemeklerin, en sevdiğimiz mekanların aslında saniyeler ile nasıl kaybedeceğimizi yeniden kulaklarımıza fısıldadı. Bir deprem oldu... Bizim olduğunu iddia ettiğimiz bedenimize bile malik olmadığımızı, mülkün sadece Allah’a ait olduğunu yeniden haykırdı. Bu kadarız işte. Gücümüzün yettiği yer bu kadar. Kaf dağına kadar uzanır zannetiğimiz burnumuzun büyüklüğü de bu kadar. Hiç ölmeyiz, ölüm bizi hiç bulmazmış gibi taptığımız konforumuzun tanrılığı da aha bu kadar işte. Biriktirdiğimiz paraların miktarı bu, övündüğümüz evlatlar bu, bebeksi ciltlerimizin sonu bu. Hepsi ölüm kadar. Güzel yaşamanın değil güzel ölmenin önemini görmüş olduk yeniden. İnsana düşen ders çıkarmak bu durumda. "Rab'bim ben dersimi aldım." diyebiliyorsa insan başına gelen afetler yerini bulmuş demektir. Bundan sonra kenetlenme, birbirine omuz verme zamanı. Biz ne afetlerin ne belaların üzerinden geldik millet olarak. Toparlarız, en güzel şekli ile toparlarız. Şimdi gidip sevdiklerimize sarılalım, onların yüzüne şefkatle bakalım, "iyi ki varsın!" diyelim. Sonra da işin ucundan nasıl tutulur onu düşünelim." Ezgi Akgül
Bir deprem oldu... Bütün alışılmış ve kabullenilmiş dünya düzenlerini yıktı geçti bu sabah. Bir deprem oldu... Küsmenin, kızmanın, kırılmanın ne kadar anlamsız olduğunu adeta omuzlarımızdan tutup “kendine gel hayat çok kısa” diye sarsarak bize yeniden anlattı. En sevdiğimiz insanların, en sevdiğimiz eşyaların, en sevdiğimiz yemeklerin, en
62 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.