"Ettik o kadar ref‘-i te’ayyün ki Neşâtî
Âyîne-i pür-tâb-ı mücellâda nihânız!"
(Neşâtî)
[Neşâtî! Ten kafesinde hapsolmuş ruhumuzu öylesine vücudumuzdan kurtardık, maddi varlığımızdan sıyrılıp, o kadar ruhtan ibaret kaldık ki şimdi parlak cilalı aynalarda bile görünmez olduk.]