Neyi anlatsam, onu kaybediyorum. Hemen bir örnek verebilirim-bunu anlatayım bari: Dünyanın her yerinde hırsızlık vardır. Hırsız olmayansa pek azdır. Doğrusu ben görmedim. Herkes kadar gözüm vardı-ki bunu alçakgönüllülüğümden söylüyorum. Ne desem,hani olur ya günün birinde, deniz kıyısında kayalık bir yere gitmişsinizdir; elinizde bir şarap şişesi vardır; ayaklarınız çıplaktır; dalgaları seyretmişsinizdir. Ya da öyle bir şey hayal etmişsinizdir-pek farkı yok nasıl olsa… Boş bulunup birine anlatırsınız- ki başka türlü bir şey anlatılmaz- en geç iki üç gün sonra “Gel!” der, “sana bir sürprizim var.” Hâlâ alık alık bakarsınız, ve ayıptır söylemesi, bu yaşa gelmişsinizdir, hâlâ bir şeyler bekler, sürpriz bir şey olacak sanarsınız. (Tüm sürprizlerin!.. Sizden çalınanlarla gerçekleştiğini ve yeni bir şey gibi sunulduğunu unutup-size de müstehaktır ya, neyse…) Sizi, sizin kayalığınızdan daha alçak bir kayalığa götürür; elinize daha aşağılık bir şarap verir, ve “Hadi,” der, “hadi, mutlu ol.”
Ayıptır söylemesi, gözlerinizi düşünüyorum
Sayfa 106 - Gülce Başer, davetKitabı okuyor
Reklam
Köylüyüz ayıptır söylemesi ve pişmanlık duymayız konuşmaktan. Adlarımız birbirine benzer günlerimiz gibi. Adlarımız tanımlamaz bizi layıkıyla. Misafirlerin konuşmalarına sızarız. Söyleyecek sözümüz var toprağa dair yabancı kadına, tüy tüy nakşederken mendilini geriye dönen kuşlarımızın göğünden!
Sayfa 42
Neyi anlatsam, onu kaybediyorum. Hemen bir örnek verebilirim-bunu anlatayım bari: Dünyanın her yerinde hırsızlık vardır. Hırsız olmayansa pek azdır. Doğrusu ben görmedim. Herkes kadar gözüm vardı-ki bunu alçakgönüllülüğümden söylüyorum. Ne desem,hani olur ya günün birinde, deniz kıyısında kayalık bir yere gitmişsinizdir; elinizde bir şarap şişesi vardır; ayaklarınız çıplaktır; dalgaları seyretmişsinizdir. Ya da öyle bir şey hayal etmişsinizdir-pek farkı yok nasıl olsa… Boş bulunup birine anlatırsınız- ki başka türlü bir şey anlatılmaz- en geç iki üç gün sonra “Gel!” der, “sana bir sürprizim var.” Hâlâ alık alık bakarsınız, ve ayıptır söylemesi, bu yaşa gelmişsinizdir, hâlâ bir şeyler bekler, sürpriz bir şey olacak sanarsınız. (Tüm sürprizlerin!.. Sizden çalınanlarla gerçekleştiğini ve yeni bir şey gibi sunulduğunu unutup-size de müstehaktır ya, neyse…) Sizi, sizin kayalığınızdan daha alçak bir kayalığa götürür; elinize daha aşağılık bir şarap verir, ve “Hadi,” der, “hadi, mutlu ol.”
Mustafa Bey o günkü anlatmasını, "Ayıptır söylemesi, der­ nek kurup Ürgüp Müzesi'ni de ben yaptırdım. Epeyce bir süre onun da başkanıydım. Övünme anlamına gelir diye bunların hepsini anlatmak istemiyorum. Bende gördüğün tutukluğun asıl nedeni, övünmekten korkumdur. Değilse, ben gerçekte şen şa­ tır bir insanımdır..." diye tamamladı.
“Hâlâ alık alık bakarsınız, ve ayıptır söylemesi, bu yaşa gelmişsinizdir, hâlâ bir şey bekler, sürpriz bir şey olacak sanarsınız. (Tüm sürprizlerin!.. Sizden çalınanlarla gerçekleştiğini ve yeni bir şey gibi sunulduğunu unutup - size de müstahaktır ya, neyse..)
Sayfa 11 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Reklam
335 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.