Nasıl olur, diyecektim, nasıl olur da bir erkeği bu kadar sevebilirsiniz, yüzünü satır satır hatırlarsınız, sesi içinize yankılanır, size beni unut beni unut beni unut dememiş gibi, bir an bile unutmadan, hâlâ sevebilirsiniz? diyecektim, ağzımdan nasıl çıktı anlamadım:
"Gençliğiniz haram olmuş desenize," dedim.
Sayfa 102 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir kadının gittiği, evden belli olur. Kadın giderken düzeni götürür bir kere. Yaşayan ev sarsılır. Ev dediğiniz şey küçük büyük elementlerden oluşur. Kadın olan evde, erkeğin anlayamayacağı bir denge vardır elementler arasında. Erkek her birine vakıf olduğunu düşünse bile, onların nasıl bir uyumla işlediğini bilemez. Kadın gidince evin dokusu bozulur, susuz kalmış çiçeğe benzer, solar. Küçük şeylerin izi silinir. Eşyanın dili tutulur, ev sağırlaşır.
Sayfa 65 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reader Follow Recommendations
Belki de bir türlü yaşayamadığımız için bu kadar büyüdü aşk.. Aslında kısa bir şeydi, zamana yayıldı.
Sayfa 116 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ayrılmak, gidenin, kalanın kucağında bir kucak kor bırakmasıdır, yanar durursunuz kül olana kadar.
Sayfa 72 - Can YayınlarıKitabı okudu
Aşk acı sevmeye benziyor, yakıyor, biliyorsun, ama yine de gidip aşık oluyorsun.
Sayfa 29 - Can YayınlarıKitabı okudu
Öyle parçalanmışız ki artık daha fazla parçalanmak ölmek demek.
Sayfa 37 - Can YayınlarıKitabı okudu
Doğruyu söylemek gerekirse, hayatım acı bile vermeyen upuzun bir sıkıntıdan ibaret.
Sayfa 36 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yaşamak her şeye rağmen bir iz bırakmaktır yeryüzünde.
Sayfa 26 - Can YayınlarıKitabı okudu
Nasıl bir dünya ki bu, diye düşündü Cora, hapishane insanın yegâne sığınağı olabiliyor? Burada tutsaklıktan mı kurtuluyordu yoksa tuzağa mı düşmüştü? Bir kaçağın durumu nasıl tasvir edilirdi?
Sayfa 197 - Siren YayınlarıKitabı okudu
Tek kişilik bir ayaklanma. Bir an gülümsedi ama kapatıldığı son hücrenin gerçekleri ona durumunu hatırlattı. Bir sıçan gibi duvarları tırmalıyordu. Tarlalarda, yeraltında veya çatı odasında, Amerika gardiyanıdı hâlâ.
Sayfa 190 - Siren YayınlarıKitabı okudu
Acımasız pamuk makinesinin yakıtı Afrikalı bedenlerdi. Okyanusun bir o yakasına bir bu yakasına yelken açan gemiler toprağı işleyecek ve daha fazla beden üretecek bedenleri taşıyordu.
Sayfa 178 - Siren YayınlarıKitabı okudu
Peki beyaz adamın dünyasında doğduğun günü bilmek ne işe yarıyordu? Hatırlamaya değer bir şey değildi ki bu. Unutmak daha iyiydi.
Sayfa 33 - Siren YayınlarıKitabı okudu