"... yeryüzünde bir gün geliyor, hak yerini buluyor, kimsenin yaptığı kötülük cezasız kalmıyor. Hak ve adalet var.. ve dünya yok olup gidinceye kadar da hep olacak..."
Gün Olur Asra Bedel / Cengiz Aymatov
Gün Olur Asra Bedel ile başlayan hikaye Cengiz Han'a Küsen Bulut kitabını keşif ve sonra kitaplıkta Cemile'yi görünce az bir araştırayım dedim .Dünyanın en güzel aşk hikayesi değince e kalemi de Cengiz Aymatov ise dedim Gönül Dağı benzeri bir sevda gelir.Öncelikle Cemile, Danyar, Seyit ve Seyit'in annesinin karakterlerinde bazı özelliklerini aldığımı bazılarını ise hiç almayacağımı fark ettim .Roman aslında Gün Olur Asra Bedel gibi daha dolu daha iç dünyalarını öğrenebileceğimiz şekilde olabilirdi ama yazar böyle uygun görmüş. İnsan karakterlerini çok iyi gözlemlediğini düşündüğüm bir yazar.Bu hikaye aldatma mı,yoksa hayat bir kere o da mutlu olduğun hayatı yaşama mı bilemiyorum.Nice insanlar var ki tek kalemde kendi için çocuğunu eşini ailesini yakan ,nice insanlar da var ki çilesine razı dayanma gücü ise onuru ve gururu.Subjektif bir bakış açısı. Maneviyatın,ailenin sizin için ne kadar önemli olduğuna bağlı.Yarım kalmış ama kısa ve öz bir hikaye belki de yazar bilerek kısa yazdı okuyucuya hikayeyi tamamlattırmak için.Belki o da kararsız kim haklı kim haksız?
CemileCengiz Aytmatov · Nora Kitap · 201832,2bin okunma
Çoğumuz yaşamışızdır bazı günler gerçekten zamanın en yavaş aktığı yüzyıllara ,asırlara bedel günlerdir . Bu günlerin birinde en yakın arkadaşının ölümüyle başlıyor hikaye ,bu insanlar Sarı Özek bozkırında yaşayan tren istasyonunda çalışan kimsenin yaşamadığı ,en tenha en sessiz en kurak topraklarda yaşıyan çalışkan vefalı insanların
Adı yaşamak olupta içinde bu kadar acı ölüm barındıran bir yaşam hikayesi. Her sayfasında ayrı bir hüzün var. Okurken o hüznü iliklerime kadar yaşadım. Sanki kitabın bir karakteriymişim gibi hissettim . Kitabı okumuyor adı gibi gerçekten yaşıyorsunuz.
Cengiz aymatov ' un kitabı toprak anadan esintilerde hissettim . Kısa ve öz sadece okuyun demek istiyorum.
Öncelikle belirtmek isterim ki bu kitap yorumumda iki hikâyeyi ayrı ayrı yorumladım ve yorumumun "Cemile" başlıklı hikâyesi spoiler içerir! Altta "Sultanmurat" başlığıyla incelemesini yaptığım Sultanmurat hikâyesiyse spoiler İÇERMEZ! Şimdiden keyifli okumalar.
•••
Cengiz Aytmatov kalemini çok sevdiğim, yazdıklarıyla beni alıp
Beyaz Gemi'yi ikinci okuyuşumdu. Kitabı elime aldığımda ilk okuduğumda yüreğimde bıraktığı hüzün geldi akılma. Ve tekrar okuyup bitirdim, yine gözyaşlarımı tutamadım.
Ben de Beyaz Gemi'nin sonu farklı olur muydu diye düşündüm tabiki. Ama Cengiz Aymatov kitabın sonunda bunla ilgili düşüncelerini kaleme alıyor ve okuyucusunu bir şekilde ikna ediyor
Böyle yazılmasaydı Beyaz Gemi yıllar sonra bile bu kadar okunur bu kadar kalbe dokunur olamayacaktı. Kitabın değerli kılan böyle yazılmasıydı belki de.
Ama ben zihnimde Çocuk ve dedesini güzel bir yere koydum. Orada hep beraberler ve mutlu bir şekilde yaşıyorlar. Tabi Marallarla beraber...
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,1bin okunma
Cengiz Aytmatov'un bir solukta okunacak kitaplarından birisidir.Başka kitaplarını da okudum ve her bir kitabı derinden etkileyen ayrı bir duyguyu aşılıyor..Seyde ve İsmail çok zor koşullarda kerpiçten evlerine yapıyorlar içerisinde mutlu bir şekilde yaşama hayalleri kurarken savaş çıkıyor ve köyün bütün erkekleri savaşa alınıyor İsmail de savaşa gidiyor fakat daha sonra İsmail savaştan kaçarak köyüne gelip çok kötü şartlar altında mağarada saklanıyor kocasının hayatta kaldığına mutlu olan seyde kocasına bakıyor aynı zamanda kocasının yakalanma endişesi bir taraftan yiyecek bulma çabası ile çocuğuna ve İsmail'in annesine bakıyor. Çekilen acılar sonrası ya da mücadelelerden sonra sanki bir ışık görünüyor her şey yoluna girecekmiş gibi görünüyor derken yine akıllarda soru işareti bırakan bir son ile karşılaşıyorsunuz
Cengiz Aymatov'un eserleri hep böyle sonlar ile bitiyor. İyi ki bu kitabını da okudum.
Aytmatov sürekli okumaya başladı bir yanda Rus klasikleri, bir yanda vefat eden babaannesinin misyonunu devralan halası ve onun anlattığı destanlar aymatov'un Duygu dünyasını iyiden iyi biçimlendirdi.
Onu en çok etkileyen destansa şüphesiz ki Manas destanı oldu. Bir kurtarıcı olarak manasın doğuşu, birlik beraberlik duygusu, özgürlüğün zor kazanmak kolay kaybedilen bir özellik olması ve daha bir sürü tema içine işlede. Bu etkiler de yazacağı eserlerde de kendisini hissettirecekti.
Babam Törekul Aymatov,
Bilmiyorum mezarın nerededir,
Bunu sana sunuyorum.
Anam Nahima Aytmatova,
Biz dört kardeşi sen yetiştirdin,
Bunu sana sunuyorum.
Öncelikle kitap şaşırtıcı bir şekilde garipti. Kitabın teması aşk. Ama bu aşk pek mutlu sonla bitmiyor. İlyas karakterinin tutumları çok yanlıştı. Evli ve çocuklu olduğu halde karısını aldatması kesinlikle yanlıştı. Hatasını anlıyor(!) ama karısı onu terkedip gidince tekrar öbür kadınla oluyor. Keşke o aşkını böyle bir sonla harcamasaydı. Onun haricinde Asel karakterini sevdim. Yaşadıklarına rağmen kin tutmadan bir hayat yaşaması. Ve çocuğuna iyi bir anne olması sevindirdi. Özellikle evlendiği adam çok iyi. Kitaptaki en sevdiğim kişi kesinlikle o. Çünkü cidden saf bir sevgisi var. Öz çocuklarını ve karısını kaybetmesine rağmen hayata tutunmaya devam edip Asel e ve oğlu Samet e karşı olan tutumları çok güzeldi. İlyas hatalarından dolayı kaybetti. Baytemir ise iyiliğinden dolayı kazandı. Kitabı öneririm. Aymatov bu konuda başarılı eserler yazmış. Bu da onlardan biri kesinlikle.