Geçen ayın tam da bugünü Harry Potter kitaplarını okumaya başladım. Kitapları okurken çocukluk ve ilk gençliğimde yaşadığım heyecanları tekrar yaşadım. Yeri gelip hüzünlendiğim yeri gelip güldüğüm seriyi okurken kitaplarla filmler arasındaki yer yer ufak, yer yer de büyük detayların her birini not aldım. Toplamda neredeyse iki yüz sayfalık bir not
Didem MADAK
Edebiyat sahnesinin çiçekli ve anne kokan şiirlerinin güzel kadın şairi, Didem Madak’ın hayat hikayesidir.
Didem Madak, 8 Nisan 1970’de İzmir’de doğar. Annesi Füsun, Madak doğduktan 6 yıl sonra şiirlerinde bahsettiği ‘uzun siyah saçlı kız’ Işıl’ı dünyaya getirir. Öğretmen olan anne babaları ile birlikte çok mutlu olan bu iki kız
Pandemi:
Ne kadar da alışık olduğumuz ya da zorunda kaldığımız bir kelime değil mi? Birçoğumuzun bihaber olduğu ya da duyunca “Aman bana ne!” , “Ne işime yarayacak ki bunu bilmek?” gibi entelektüel yanıtlar verdiği bir kelimeyken nasıl da hayatımızda yer ediniverdi…
Üzerimize gelen duvarlardı, evde beraber yaşadığımız insanların; ıssız bir
Narsist bir anne oğlundan daha çok kızını ayrı bir birey olarak değil, kendinin bir yansıması ve uzantısı olarak görme eğilimindedir. Kızına dünyaya ve çevresindekilere karşı tıpkı annesinin yaklaştığı gibi yaklaşması ve annesi gibi tepki vermesi konusunda baskı kurar.
Odaya önce gözyaşları giriyor. Gözyaşları sağı solu kolaçan ediyor, masanın üzerinde duran kalem ve kağıtları inceliyor, sonra yanaklarından süzülerek iskemlenin üzerine şıp diye damlıyor. Önce göz yaşıyla konuşuyorum. Neden geldin sen buraya? İlk gelen ben değilim herhalde diyor. Yok senden önce de çokları geldi ama sahibinin önü sıra yürüyen pek