I
Masallarımız aynı düşlerimiz bir
Aynı ateşin yaktığı ağıtlardan geliyoruz
Kentin en uzak köşeleri
Hüznün ele verecek seni
Öyle mahzun bakma çocuk
"Devletin ve milletin bekası" zedelenir
Niyazi'ye Aksaray'da rastladım. Kent içi yolculuklarımızı taşıt araçlarına başvurmadan yapardık o günlerde! Hep bir halliydik. Girdim koluna, Lâleli'ye doğru yürümeye başladık.
«Şiir yazıyor musun?» dedim laf olsun diye.
«Başka ne yapabilirim ki...» dedi, «En güzeli, dergiler yayınlamak için bizden para da istemiyor!»
En
Oturup biraz muhabbet etmeye geldim,
Bir de muhabbetin demine.
Artık kelimeleri konuşturup,
Sesimi duymaya geldim.
Sesimden ne çıkar bilmem,
Kalbim mi söyler, tercüman mı olur bilemem.
Dünyayı şöyle bir kenara salıp,
Günler koşuşturmakla geçip giderken
Neden var olduğunu unuttun
Neden olduğun sorunlarınsa farkında değilsin
Gülmek eğlenmek istiyorsun
Sorunlara çözüm bulmak gibi bir derdin yok
Hayat zaten çok zor
O yüzden müzik seni eğlendirsin
Gerçeklikten uzaklaştırsın istiyorsun
Ama biz müziğin bir şeyler değiştirebileceğine inanıyoruz
Bizimle gel
Başlayalım
Posta arabalarından söz etme bana
Kan var bütün kelimelerin altında
Ezop'un şu lanetli dilinden söz etme
Kan var bütün kelimelerin altında
Umulmadık bir gün olabilir bugün
Aslan kardeşçe uzanabilir kayalıklara
Bir çay söyle yağmurların kokusunda
Kan var bütün kelimelerin altında
İşte durup dururken şurda
Bir yelpaze gibi açıldı