100. İletiye özel "KEDER-Lİ FENER" romanımın özeti
KEDER-Lİ FENER ÖZET Hikayemizin kahramanı Mehmet son derece zeki ve akademik kariyerinde de başarılı bir gençtir. Yapmış olduğu projelerden ötürü 'NOBEL KİMYA ÖDÜLÜ' nü almaya hak kazanmıştır. Ödül almaya giderken havalimanında verdiği demeçler ülke gündemine oturmuştur... İsveç'e gideceği uçakta ufak (?) bir arıza yaşamıştır. Halkın tepkilerini
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
"Yüreğini ısıtan şey, varoluş duygun, neredeyse önemli olduğun duygusu, dünyaya bağlanma, dünyada kalma duygusu eksikliğini hissettirmeye başlıyor." Kopmaya başlıyorsun. İncecik bir iple bağlı olduğun bu yaşam, seni yarı yolda bırakmak için her şeyi deniyor. "Yolculuklara çıktın ve dönerken yanında hiçbir şey getirmedin. Oturuyor
Uyuyan Adam
Uyuyan AdamGeorges Perec · Metis Yayınları · 20134,148 okunma
Reklam
Che, tehlikeli bir şey olan bu doğmaya devam etme alışkanlığına neden sahip acaba? Onu ne kadar çok manipüle etseler de, ona ne kadar çok ihanet etseler de, o daha çok doğuyor. O bütün insanlar içinde en çok doğan. Bunun nedeni Che’nin düşündüğünü söylemesi ve söylediğini yapması olmasın sakın? Sözlerin ve icraatların nadiren karşılaştıkları, karşılaştıklarında da birbirlerini tanımadıkları için selamlaşmadıkları bu dünyada, o bu yüzden bu kadar olağanüstü olmaya devam ediyor olamaz mı?
Sayfa 457
Âyinelerin değişmesi, şâşaa-i cemâlin cilvesini tazeleştirir, güzelleştirir. (Bir sinema şeridi onlarca birbirinden farklı resimler ve sahnelerle doludur. Bu resimler ve sahneler arka arkaya ilerleyerek seyirciye keyif ve lezzet verir; şayet bir resim ya da sahne donup kalsa, seyirci o sahneye bakmaktan usanır ve sıkılır. Bu yüzden film bitene kadar sahneler sürekli tazelenir ve yenilenir; tazelenen her sahne seyirciye ayrı bir keyif ve lezzet verir. Tabiri caiz ise, kainat da bir sinema filmi gibidir, Allah bu filmde kendi isim ve sıfatlarını sahneliyor.  Seyirciler ise insanlar, melekler ve cinlerdir. Allah onların hem dikkatini çekmek için hem de usandırmamak için kainatı sürekli hareket ile tazelendiriyor, tıpkı film şeridinde olduğu gibi. Burada aynalar kainat oluyor, tazelenme ise mahlukatın zaman şeridinden gelip geçmesi oluyor. Kainat üstünde görünen güzellikler ise, Allah’ın sonsuz güzelliğinin bir tecellisi oluyor. Eşya tazelendikçe bu güzellik daha bir görünür ve parlak oluyor. ) Selam ve dua ile... Sorularla Risale
Sayfa 216 - Sözler NeşriyatKitabı okudu
232 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 23 hours
Japon Klasikleri - 11
Honkaku türünün öncülerinden biri olan Keikiçi Osaka yazdıklarıyla şöhrete kavuşamadan, 33 yaşında hayatını kaybediyor. Doğaüstünden çok mantığın önemli bir rol oynadığı Honkaku, Japon dedektif ve gizem kurgusunun edebi bir alt türü aslında. Maalesef İkinci Dünya Savaşı’ndan önce bu türün halk için büyük bir huzursuzluk yarattığına inanılmış ve
Ginza Hayaleti ve Diğer Gizem Öyküleri
Ginza Hayaleti ve Diğer Gizem ÖyküleriKeikiçi Osaka · İthaki Yayınları · 2022442 okunma
İstanbul'un Fethi :) yak yak yak!
Hıristiyan krallıklar ona birçok vaatte bulunmuşlardı; ama gerçek şu ki, kuşatılmış, boğulmuş Konstantinopl tek başına öldü. Sekiz metrelik muazzam toplar surlarını deldiler ve Türk donanmasının daha önce hiç görülmemiş yolculuğu nihai yıkımda belirleyici oldu. Türk gemileri, suyun altına gerilmiş olan ve kendisine geçiş imkânı vermeyen zincirleri aşmayı bir türlü başaramamıştı. Ta ki Sultan Mehmet o hiç duyulmadık emrini verene dek: gemilerin karadan yüzdürülmelerini emretti. Tekerlekli platformların üzerine yerleştirilen ve bir sürü öküz tarafından çekilen gemiler gecenin sessizliğinde, çıkmaları bir dert inmeleri bir dert derken, Boğaziçi’ni Altın Boynuz’dan ayıran tepenin üzerinden aşağıya süzüldüler. Şafak vakti limanın gözcüleri, Türk gemilerinin yasak sularda, burunlarının dibine kadar sokulduğunu sanki bir sihrin eseriymişçesine korku içinde fark ettiler. O ana dek karadan uygulanan çember, deniz tarafından da kapatıldı ve nihai çarpışma yağmurun rengini kırmızıya döndürdü. Bir sürü Hıristiyan dokuz asır önce imparatoriçe Theodora’nın bir hezeyanı neticesinde ortaya çıkmış olan Aya Sofya katedraline sığındılar. Katedrale doluşan bu insanlar gökten bir meleğin inmesini ve ateşten kılıcıyla istilacıların üzerine koşmasını bekliyorlardı. Melek gelmedi. Ama Sultan Mehmet geldi, beyaz atının üzerinde katedrale girdi ve orayı bugün İstanbul denilen şehrin ilk camisine dönüştürdü.
Sel Yayıncılık
Reklam
814 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.