Adaletsizliği adaleti yerleştirerek düzeltemeyince, hiç değilse en sonunda yok oluşla birleşen, daha geniş bir adaletsizlik içinde boğmayı yeğ tutar insan.
Başkalarının sözlerini tekrar etmeye karşı hissettiğim isteksizlik kendi sözlerim konusunda da geçerlidir ve aynı zamanda kendimi orada zaten ifade etmiş olduğumdan daha iyi ifade edecek konumda da değilim.
Oluş'unu hafifletmek ciddi bir emek ister... Bunun için ebeveynlerinin, öğretmenlerinin felaket tellallarının ve kıyamet habercilerinin sana dayatma yoluyla öğrettikleri her şeyi arkanda bırakman gerekir.
Senin dışında gerçekleşen her şey, açığa çıkabilmek için senin içsel onayını almak zorundadır. Bu, hayatında meydana gelen herhangi bir şeyin, senin niyetinin sadık bir yansıması olduğu anlamına gelir.
Ölmek, olaylara, durumlara, insanlara karşı bakış açını bütünüyle altüst etmen demektir. Ölmek, acılar tarafından yönetilen kaba saba bir dünyadan yok olmak ve daha üst bir seviyede tekrar ortaya çıkmaktır.
Yoksulluk, kişinin kendi sınırlarını görememesi demektir... Yoksul olmak, kişinin hoşlanmadığı ve yapmayı seçmediği bir iş karşılığında kendi yaratıcılık hakkından vazgeçmesidir.
Bağımlı olmak, istem dışı bile olsa her zaman kişisel bir seçimdir. Hiç kimse veya hiçbir şey seni bağımlı olmaya zorlayamaz, bunu kendin için ancak sen yaparsın.