Sonunda Işık oldu Aynen İncil'in dediği gibi ama ne hemen oldu ne de kolay oldu 4 gün bitti ve 380 bin yıl geçti
Sayfa 148Kitabı okudu
"Warner'la ben uçağı yakalamaya gidiyo..." "Uçak kaçırmaya." "Doğru, uçak kaçırmaya. Akşam olmadan. Ve şey, biliyorsunuz, bir koşu gidip J'yi geri getireceğiz, bim bam bom." Nouria'yla Sam bana geri zekalıymışım gibi bakıyorlar. "Bim bam bom," diyor Warner. "Aynen böyle" -ellerimi çırpıyorum- "bom. Oldu da bitti."
Sayfa 248Kitabı okudu
Reklam
Matbaa-i Hindiyye-Mısır Nazım Paşa'nın öldürülüp Kamil Paşa da Babiali'den kovulduğu vakit, aynı saatte İttihatçılar birkaç kişi ile evimi basarak beni tevkif edip, bir defa daha Bekirağa Bölüğüne hapsetmişlerdi. Harbiye Nezareti’nin bu sıkıntılı dairesinde dört günlük bir misafirlikten sonra, o vakit İstanbul Muhafızı olan Cemal Paşa
ALPARSLAN TÜRKEŞ'İN MEKTUBU Milli Yol'un ilk sayısından itibaren «Tarihi Vesikalar Serisi» adı ile, geçmiş günlerin bilinmeyen bazı belgelerini yayınlamaya başladık. 1. sayıda Alparslan Türkeş'in, Yeni Delhi'den, Cemal Gürsel'e yazdığı mektup yer alıyordu. 7 Eylül 1961 tarihini taşıyan bu mektup Yassıada kararları
Du bakali n'olecak?
Boğaziçi’nin Karadeniz Boğazına yakın Anadolu yakasında, deniz kıyısı üstünde bir çayevi… O çay evinin hemen bütün müşterileri, hep o semtin insanları olduklarından ve oraya sık sık geldiklerinden birbirlerini tanırlar. Çoğu da emeklidir. Emekli olunca konuşmaları doğal olarak geçim sıkıntısı, pahalılık, sürekli zamlar vb konular üstüne oluyor. O
Allah'ım! Sen nasıl miladi 6. asırda Ebû Eyyüb el-Ensari'nin hayatına bereket verdinse, bizlerin de hayatlarına bereket ihsan eyle. Nasıl Sen onun hedefine istikamet nasip ettinse, bizlerin de hedeflerine istikamet ver. Dün başka, bugün başka, yarın başka duruşların sahibi bizi etme. İmkânımız azken başka, gücümüz azken başka, cemaatimiz
Reklam
kaç türlü Atatürk, kaç türlü Atatürkçülük
Şimdi bak! Atatürkçü yazarlarımız veya siyasilerimiz, CHP' olmayan siyasileri veya yazarçizerleri hikâye anlatmakla suçluyorlar. Yani onların doğru konuşmadıklarını, gerçekleri sakladıklarını, bize hikâye anlattıklarını, ikiyüzlü davrandıklarını göstermeye çalışıyorlar. Sonra siyasette örnek olarak Atatürk'ü ileri sürüyorlar. Yani demek istiyorlar
Sayfa 107Kitabı okudu
Du Bakali N'olecak
Boğaziçi'nin Karadeniz'e yakın Anadolu yakasında, deniz kıyısı üstünde bir çayevi... O çayevinin hemen bütün müşterileri, hep o semtin insanları olduklarından ve oraya sık sık geldiklerinden birbirlerini tanırlar. Çoğu da emeklidir. Emekli olunca konuşmaları doğal olarak çoğunlukla geçim sıkıntısı, pahalılık, sürekli zamlar ve benzeri konular
46 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.