Resûl-i Ekrem sahâbîlerine şöyle anlatmıştır: "İsrailoğulları arasında dinden sapma ilk defa şöyle başladı: Bir adam başka bir adama rastlar ve 'Bana baksana, Allah'tan kork ve yapmakta olduğun şeyi terket, çünkü bu sana helal değildir derdi. Ertesi gün, o adamla aynı işi yaparken tekrar karşılaşır ve o kişiyi yaptığı kötü işten alıkoymadığı gibi, onunla yiyip içmekten ve beraber olmaktan da çekinmezdi. Onlar böyle yapınca, Allah Teâlâ kalplerini birbirine benzetti." Hz. Peygamber bu sözlerinin ardından Mâide sûresinden, içinde "Yaptıkları fenalıklardan birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı" (el-Mâide 5/79) âyetinin de yer aldığı 78-81. âyetleri okumuş, daha sonra sözüne şöyle devam etmiştir: "Hayır, Allah'a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder, kötülükten nehyeder, zalimin elini tutup zulmüne mani olur, onu hakka döndürür ve hak üzerinde tutarsınız; ya da Allah Teâlâ kalplerinizi birbirine benzetir, sonra da İsrailoğulları'na lanet ettiği gibi size de lanet eder" (Ebû Dâvûd, "Melähim", 17; Tirmizî, "Tefsirü'l- Kur'ân", 5/6, 7; İbn Mâce, "Fiten", 20). "
Sayfa 90 - 4. Cilt
Nasıl kolayca söyleyiveriyor bunu. Sevmek! Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?
Reklam
Clay keskin bir nefes alarak onun boynuna doğru üfledi, kolları daha da sıkılaşmıştı. İçinde büyüyen ateş, gerilme ve onu elde etme isteğiyle, Julia'nın ar- zuladığı noktaya ulaşmak üzereydi artık. Julia onun bu hâline bayılıyordu, çünkü ona tanıştıkları geceyi hatırlatıyordu ve o geceden beridir bu adama karşı duyduğu arzu hiçbir zaman
Sayfa 131
O'na (sav) bakan aslında kendi hakikatini görür. Ebu Cehil'in Efendimiz'e (sav) "Senin kadar çirkin adam görmedim!" hitabına karşılık Efendimiz'in (sav) ona "Haklısın." diyerek mukabelede bulunması, az sonra Hz. Ebu Bekir ile karşılaştıklarında Hz. Ebu Bekir'in "Ya Rasulallah ne kadar güzelsiniz." demesi üzerine ona da aynı cevabı vermesi bunun bir göstergesidir.
Burjuvanın, devleti egoist emelleri için kullanması gibi, emek­çi de toplumu aynı amaç için kullanacaktır. İnsancıl adam, top­lumcu adama şu suçlamayı yöneltir: Senin zaten tek bir amacın var, o da refahını sağlamak! Eğer Sen saf insanlıkla ilgili bir konu­ya yönelirsen, ben de senin yoldaşın olurum! "Ama bunun için bir emekçi-bilincinden daha güçlü, daha kapsamlı bir bilinç gerek."
Bugün pazar Ankara'da, Kurtuluş Parkı'nda Güvercinlere yem atan bir adam kılığında karşında İhtiyacın vardı sakin olmaya Bi' arpa boyu yol aldım karşım aynı manzara
Reklam
Darmadağın
Hava tüm gün 40 dereceden fazlaydı. İçimden "bu Mersin sıcağı da temmuz ayında daha fena oluyor" derken birden kapı çaldı. Oysa kimseyi beklemiyordum. Kapıyı açtığımdaysa karşımda birisini beklerken bir zarf görmüştüm. Pembe bir zarf. Merakla içini açıp okumaya koyuldum. 3 sayfa mektup vardı içinde. Özensiz bir el yazısı, yanlış imla
Malcolm X'in Amerika'da zenci meselesi dolayısıy­la farkettiği husus, İslâm âleminde son birkaç yüzyıl­ dan beri gündemdedir. Müslümanlar, Batı nezdinde "adam yerine konmak" için, birkaç yüzyıldan beri ça­balayıp durmaktadırlar; adam yerine konulmak ve so­ru sorulmaya layık olabilmek için, kendilerinin de Ba­tılılar "gibi olduğunu" ispat etme teşebbüsünde bulun­ maktadırlar. Bunun da yolu elbet Batıklarla aynı kültü­rel değerleri paylaşmaktan geçecektir. Nitekim aynı kültürel değerlerin paylaşılmasının yeni bir olay olma­yıp tarihî kökenlerinin bulunduğuna dair delil getirme sadedinde, Batı Rönesans'ının Müslüman düşünürle­rin eserlerinden ilham aldığına dair fikirler ileri sürül­ müştür. Hâlâ bu fikirden medet uman Müslümanların sayısı az değildir.
"Nasıl kolayca söyleyiveriyor bunu. Sevmek! Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?"
İlim ile Bilim arasındaki fark nedir? Atatürk'ün İlminin Manası Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım. Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz. İlim sahibi olmak
Reklam
400 syf.
·
Not rated
Merhaba kitap dostlarıımm Yine ben ve yine bir seri kitap önerisi, seri kitap deyince de ben oldum artık Serinin ilk kitabını yorumladığımda "Anka kuşu misali küllerinizden yeniden doğmanız dileğiyle" diye veda etmiştim sizlere. Sizce Erda ve Adal küllerinden yeniden doğabildi mi? Yoksa her şey son mu buldu? "Her zaman kalbinizin bir köşesinde kalmaları dileğimle..." diye bitiriyor yazarımız kitabını. Ne yalan söyleyeyim benim uzunca bir süre aklımdan çıkmayacak bir hikaye oldu. Birden fazla duyguyu aynı anda yaşadım seriyi okurken. Benim için oldukça duygu yüklü bir okuma oldu. Kitapla ilgili bana çok hoş ve anlamlı gelen bir detayı paylaşmak istiyorum. Her bölüm başında birbirinden farklı şarkı adı yazıyordu ve bence kitaba inanılmaz bir keyif katmış. Her yeni bölüme geçtiğimde bu şarkıları dinledim. İki ayrı kişinin benzer yerlerden yaraları olunca birbine şifa olacağını düşünenler bir süreliğine yanılacağız ne yazık ki. Adal' ın yaptığı bir yanlıştan dolayı Erda 'ya kendine ifade etmeye, affettirmeye çalışmasına şahit oluyoruz. Yapılan hataya tek taraflı bakamadım ben, yanlışta olsa ikisini belirli kısımlarda haklı buldum. Kalbi kırık olan bir kadın ve aşkı için savaşan, kendini ispat etmeye çalışan bir adam. Acaba aşk mı kazandı yoksa mutsuz son mu yaşandı? Yazarın kalemiyle bu seri sayesinde tanıştım ve oldukça sevdim. Duygular okuyucuya tamamen geçiyor ve kitabın dili oldukça akıcı. Serinin son kitabıydı ve iki kitabı da okumak çok keyifliydi.
Savur Küllerini 2
Savur Küllerini 2Gülsüm Bilgin · Otantik Kitap Yayınları · 20247 okunma
“Napoléon ve Mussolini’nin kadınların aşağı olduğunu ısrarla söylemelerinin sebebi budur; kadınlar aşağı olmasa, kendilerinin büyümesi duracaktı. Kadınların erkekler için çoğunlukla gerekli olmasının sebeplerinden biri budur. Kadının eleştirilerinin erkekleri öylesine rahatsız etmesinin, mesela bir kadın bir kitap veya bir tablonun kötü olduğunu söylediğinde, aynı şeyi bir erkek söylese duyulacak acı ve öfkenin çok daha fazlasına yol açmamasının olanaksız olmasının sebebini dr açıklamaya yarar. Kadın gerçeği söylemeye başlarsa, aynadaki adam küçülür; hayata uygunluğu azalır. Kahvaltıda, akşam yemeğinde kendini olduğundan en az iki misli büyük görmezse, hüküm vermeyi, yerlileri uygarlaştırmayı, kanun yapmayı, kitap yazmayı, şölenlerde şık kıyafetler içinde nutuk çekmeyi nasıl sürdürebilir?”
Büyük bir olasılıkla aşkla kıskançlık aynı anda doğuyor, aşkı ortaya koyan kıskançlıktır. Bir kadın bir adama ya da bir adam bir kadına ne denli çok âşık olursa olsun, bunun ayrımında olmazlar, âşık olduklarını kendilerine bile itiraf etmezler, yani adam ancak kadının başka bir adama baktığını görürse ya da kadın ancak erkeğin başka bir kadına baktığını görürse, birbirlerine gerçekten âşık olurlar. Dünyada tek bir erkek ve tek bir kadın olsaydı, çevrelerinde kimse olmasaydı, birbirlerine âşık olmaları olanaksız olurdu.
Çocukluğumda içinden çıkılmaz bir kafa karışıklığıyla, ergenliğimde güçlü bir öfkeyle şimdilerdeyse garip, huzurlu, anlayışlı bir kabullenişle irdeliyorum özgür iradeyi. Olmak zorundadan olmalıydıya sonrasında ise olabilirdi belki de diyerek kabul ediyorum olmadığını. Özgür irade yalnızca bir yanılsamadan ibarettir. Tıpkı tanrı gibi o da
144 syf.
·
Not rated
Bilmek mi? Yoksa imanmak mı? İkisi arasında çok fark var.. Değilmi? "Ey sen, dünyada mevcut her şeyi yarattığı söylenen: hakkında en ufak bir fikrim olmayan sen; ancak lafta tanıdığım ve her gün yanılan insanların bana söyledikleri kadar bildiğim sen; tanrı denen acaip ve hayal mahsulü varlık, kesinlikle, gerçekten ve herkesin önünde ilan
Tanrıya Karşı Söylev
Tanrıya Karşı SöylevMarquis de Sade · Fol Kitap · 2021634 okunma
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.