Yokluğunun Ertesi
Ne haltlar karıştırdım Yokluğunda bir bilsen Bir bardak çay yanımda Ve ağrı kesiciler… Aynı yerde oturdum Saatlerce günlerce Ve Hayalini kurdum
Neden? Niçin? Niye? Sebep?
Bir olay koptuğunda hemen ardından yazılan, çizilen "kardeşlik edebiyatı" samimiyetini o kadar yitirmiş ki, gerçek ile sahte artık kendini belli edemez oldu. 20 yaşında bir genç öldürülüyor, hemen ardından bir açıklama getiriliyor "Yüksek sesle şarkı dinleyenleri uyardı diye öldürüldü." Kullanılan açıklama dili o kadar duygusuz
Reklam
“Mutluluk başrolümüz olsun artık”
“Ağrı ve acılarımızı önemsidiğimiz kadar, mutlu anılarımızı önemsemiyoruz! Üç gündür dişim ağrıyor. Öyle güzel sızlıyor ki, ondan başka hiç bir şey düşünmeme izin vermiyor. Hatta plan bile yaptırıyor. Yeniden ağrı çoğaldığında, iğne yaptırmak için diş hekimine gitmeliyim diye programımı sorguluyorum! Peki ya mutluluk öyle mi? Kendini devamlı hissettiren, mutluluk sinirlerinize basan bir kahkaha türü var mı mesela? Ne yazık ki yok! Mutluluk, acıya göre çok çok sönük! Tebessümden her an, bir bakış ve duruşla vazgeçebilirsiniz! Ama sevdiğinizle buluşmayı bile erteleyip, diş hekimine gidersiniz. Acı beklemez, ertelenmez. Acıyı ertelemenizi, anca daha büyük bir acı sağlayabilir. Acı aynı zamanda çok daha egoisttir. Acılı birini dinlerken, gülmek ayıptır. Ama gülen birinin sohbetini, acınızla ve gözyaşınızla böldüğünüzde kimse yadırgamaz! Çoğu insanın hayatında acı başrol oynuyor, mutluluk ise figüran!✌️🖌
Mart Ayı Hikaye Etkinliği
TERS ORANTI Müezzin Allahu Ekber dedi, kadın gözlerini açtı. Üzerindeki yorganı atıp, hafifçe doğruldu. Boğuk karanlıkta dün gece çıkardığı basma eteğini, el yordamıyla bulup üzerine geçirdi. Oyalı yemenisini başına takarken tuhaf bir hafifleme hissetti. Aylardır yaşadığı ağırlık uçup gitmişti sanki. Elleriyle vücudunu yokladı, buradaydı.
Benim dişim, başım bir yerlerim ağrıdığında uyurum ve bir an da olsa her şey hafifler. Yalnız şu aralar içim ağrıyor uyusam da geçmiyor. Rüyalarımda da aynı ağrı devam ediyor, geçmiyor...
SÜPÜRGE SESİ
Penceremden, vuslata ermek için karı bekleyen Köse Dağı seyrediyorum. Hüzünlü. Nasıl olmasın ki, aralık ayında bile güneş bağrını yakarken. Üzerinde uçuşan kuşlar ise mutlu ama bir o kadar da şaşkınlar. Dağın ardına geçip geçmemekte tereddüt yaşıyorlar. Farkındalar, doğa ananın yüreğinde ters giden bir şeyler var. Gözlerim kanatlanıp dağı
Reklam
724 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.