Son zamanlarda çok sık bir konu hakkında fikrimin bulunmadığı ve konuşulan konu hakkında nötr kaldığımı ifade ettiğimi fark ettim. Çoğunluğun yine çok rahat eyleme döktüğü yine hareket bildirmediğim bir başlık daha. Tabi ki kadraja aldım ne olunca fikrim olmuyor ne fikirsizliğe sürüklüyor. Bir konu, durum hakkında bir çırpıda fikrini ifade edenlere dikkat kesildim. Yaşamda belli başlıklara aidiyet hisseden, aitliğini açıklıkla dile getiren aynı zamanda var olan aidiyete sıkı sıkıya bağlı olan kişiler bir konuya ilişkin saniyeler içinde sınırları belirgin, çoğunlukla da esnek olmayan görüşlerini sunuyorlar. Kendilerinden, yaşamdan son derece eminler ortası arası yok, her şey net.
Neden bir çırpıda oluşmuyordu aitliklerim, düşüncelerim, salık vermiyordum birçokları gibi iyinin, geçerli olanın ne olduğuna? Gördüm ki fikrim değil yargım yokmuş aslında, körü körüne bağlanmazmışım görünene. Bir konu hakkında günler alan, yılları aşan ve bir ömür daha yaşasam "Bu da böyledir." dediğim kesinliklerim sınırlıymış, yargılarım, fikirlerim zaman içinde beslenir, büyür, doyar öylece yargıya bürünürmüş.
Bir insan, durum, olgu hakkında hızlıca yargıda bulunmak veya bulunmamak nedir getirdiği, götürdüğü?
- Zaman gösterecek.
"... En azından şimdi orklar kadar kötü biri o ve düşmandan başka bir şey değil. Ölümü hak ediyor."
"Hak ediyormuş! Belki hak ediyordur. Yaşayanların birçoğu ölümü hak ediyor. Ve ölenlerin bir kısmı da yaşamayı hak ediyor. Yaşamı onlara verebilir misin? O halde öyle hak, hukuk adına ölüm buyurmakta çok acele etme. Çünkü en bilge olanlar bile her şeyin sonunu göremez. Ben de Gollum'un ölmeden önce iyileşeceğini pek ummuyorum, ama bir şansı hep var.