Postmodern mikroanalitik metotlar kullanan Deleuze ve Guattari, toplumun moleküler düzeylerinde arzu, bilinçdışı ve bedenin toplumsal olarak yönetilmesini kerteriz alarak modernliğe ilişkin e- leşlirel teorilcştirmeler sunar. Postmodern leorisyenlerin neredeyse tamamından farklı olarak modernliği kapitalist modernlik olarak teorileştirirler ve Marksist söylemi basitçe teröristik bir büyük anlatı olarak suçlamaktan ziyade onunla yaratıcı bir tarzda uğraşırlar. Nictzscheci bir beden teorisini imtiyazlı kılan bir tür Freudcu- Marksist teori yoluyla önemli sorunları ön plana çekerler. Bu sorunlar arzunun kültür, medya ve ileri kapitalizmin terapötik endüstrileri tarafından üretilmesi ve denetlenmesiyle ilgilidir. Kapitalizm ile ihtiyaçların ve arzuların denetlenmesi arasında, politik ekonomi ile libidinal ekonomi arasında bağlantılar kurarlar. Aynı zamanda devletlerin arzuyu denetleme ve baskıcı patikalara yönlendirme yollarını tcorilcştirip sorunu merkezleştirici devlet makineleri ve göçebe savaş makineleri arasındaki mücadele çerçevesinde ortaya atarlar.
"Duygusal olarak olgun insanlar, sizi ilginç bulduklarında, hakkinizda daha fazlasını öğrenmek istediklerini gösterirler. Hikayenizi dinlemekten zevk alırlar ve bunu bilmenizi sağlarlar. ... bireyselliğinizi severler ve onlardan farklı olan yönleriniz ilgilerini çeker. Bu durum, onlara ayna olmanızı beklemek yerine, sizi gerçekten tanımak istediklerini yansıtır. ... böyle bir kabul etme ortamında, kendinizi olduğunuz gibi hissedersiniz. Genellikle, kendinizi herkesten sakladığınız, ve başka biriyle paylaşmayı düşünmediğiniz deneyimlerinizi anlatırken bulursunuz. Aynı zamanda, böyle insanlarla ne kadar çok şey paylaşırsanız, onların da sizinle o kadar şey paylaştıklarını fark edersiniz. İşte gerçek samimiyet böyle kurulur ve gelişir. Onlar size bir kez güvendikleri zaman, açık ve samimi bir iletişim kurarlar. İç dünyalarına girmenize izin verirler."
Reklam
1882 yılından itibaren İtalya'nın küçük bir kasabası olan Roseto'dan Amerika'nın Pensilvanya Eyaletine göç eden İtalyanlar orada kendi kasabalarını kurarlar ve adını da aynı İtalya'da olduğu gibi Roseto koyarlar. Doktor Stewart Wolf Roseto köyünde 65 yaşın altında kimsenin kalp hastalığı geçirmediğini ve yaşlılıklarında bile uzun yıllar sağlıklı biçimde yaşadıklarını keşfedince bunun nedenlerini araştırmaya başlar. Sonuçlar şaşırtıcıdır. Çünkü genetik bir bulguya rastlanmamıştır. İtalya'daki Roseto'dan ABD'nin başka eyaletlerine göç edenlerde böyle bir durum söz konusu değildir. Beslenme alışkanlıklarına gelince, bunda da önemli bir fark gözlenmemiştir. Nitekim Rosetolular İtalya'da ne yiyorlarsa burada da aynı biçimde beslenmektedirler. ABD'nin diğer eyaletlerinde yaşayanlardan farklı bir beslenme rejimi uygulamamaktadırlar. Peki, neden daha doğrusu nasıl hastalıksız ve daha sağlıklı/uzun bir yaşam sürdürmektedirler? Doktor Wolf bu sorunun cevabı olarak şunu bulmuştur: Kendilerine minik bir dünya oluşturan Rosetolular genellikle üç kuşağın bir arada bulunduğu geniş aileler halinde yaşamakta, herkesin birbirini tanıdığı kasabada yolda karşılaşanlar muhakkak durup uzun sohbetler etmekte, büyük bir dayanışma içinde olduklarından birbirlerine karşı son derece saygılı ve eşitlikçi bir tutum sergilemektedirler. Güney İtalya'nın kültürünü Pensilvanya'nın dağlarına taşıyan Rosetolular kendilerini modern dünyanın baskılarından soyutlayan güçlü ve koruyucu bir sosyal yapı kurmuşlardır.
Küresel şirketler kapitalizmin bir ürünü oldukları için her türlü, gaspı, spekülasyonu, manipülasyonu, tefeciliği, tekelciliği yaparlar; taklit ürünleri piyasaya sürerler, hastalık üretip ilacını satarlar, işçilerinden, halkın vergilerinden gasp ettikleri parayı reklama aktarırlar, halk alacağına tanıtımda kullanılsın derler, forma, dış görünüşe ambalaja yatırım yaparlar, hep yeni bir sürüm çıkarıp cihaz satarlar, rakiplerine kumpas kurarlar, insan sağlığına faydalı gıdaların kökünü kurutur, yerine kanserojen ama endüstriyel ürünler çıkarırlar, çevre kirliliğine hiç ehemmiyet vermezler, krizlerdeki “kâr”dan kayıpları tüketiciye, devlete yüklerler. Küresel markalar ellerinde kalsa bile fiyat düşürmemek için ürünlerini çöpe atmaktan çekinmez. Dünyada pek çok küresel şirket yine BM’ye kayıtlı çok sayıda ülkeden büyüktür; başarıları uluslararası planda hiyerarşi kurup organizasyon yapmalarındadır. Cirolarındaki yükseklik değil sadece güçlü olmalarının nedeni, tüm kıtalarda tedarik zincirlerine eklenebilmeleri, binlerce farklı ırk, din, renkten insanı çalıştırabilmeleri, aynı kültürü, çalışma şartlarını tüm coğrafyalarda sağlayabilmeleri, sayısız tesise, araç gerece sahip olmalarıdır. Bu da ulus devletlerle karşı karşıya gelmelerine, güç gösterilerine neden olur.
Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir.Bu bilimsel bir deney veya herhangi bir kuram içinde geçerlidir.Mesela bir proton normalde bize sadece yükü ve kütlesi hakkında bilgi verir.Ama herhangi bir hızlandırıcıda çarpıştırılıp parçalara ayrılan bir proton ,bize bu yükü veya kütleyi nasıl kazandığı hakkında daha detaylı bilgi verir.Yada
• Birçok eleştirmen, sanatın temel özelliklerine değil, eserdeki ahlâksızlık oranına dikkat eder. Bunlar genellikle, halkçı görünerek, sanatın temel özellikleri dışına çıkan eserlere, cinsellik içeren çalışmalara, yoksulluk edebiyatlarıyla süslenmiş hikâyelere önem verirler. Eleştirmenler sanata bir şey katamadıkları gibi, sağlıklı bir eleştiri
Reklam
41 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.