Onu düşündüğümden çok daha fazla seviyordum. Kalbim ona doğru çekiliyordu. Kalbim ona doğru çekiliyordu. Kalbim onun yüzünden ağrıyordu. Ama kalbim aynı zamanda temkinliydi de. Kalbimi bir sağa bir sola çekiyor, onu her yönden yırtıp parçalıyor, endişe ve belirsizliği körüklüyordu.
Kalbim ona doğru çekiliyordu. Kalbim onun yüzünden ağrıyordu. Ama kalbim aynı zamanda temkinliydi de. Kalbimi bir sağa bir sola çekiyor, onu her yönden yırtıp parçalıyor, endişe ve belirsizliği körüklüyordu.
Sayfa 417Kitabı okudu
Reklam
İnsanın dünya hakkındaki bilgisinin temel kaynağı "görülebilir" den oluşur. İnsan kendini "görülebilir" aracılığıyla yönlendirir. Öbür duyumlardan gelen algılar bile sık sık görüntü diline çevri­lir. (Baş dönmesi patolojik bir olgudur: Kulaktan kaynaklandığı halde insan bunu görüntüsel, uzamsal bir karmaşa gibi yaşar.) İn­san "görülebilir" sayesinde uzamı fiziksel varoluşun önşartı ola­rak tanır. 'Görülebilir", dünyayı ayaklarımıza getirir. Ama aynı zamanda durmaksızın, bunun içinde kaybolma tehlikesinde oldu­ğumuz bir dünya olduğunu anımsatır. "Görülebilir", uzamı saye­sinde dünyayı bizden alıp götürür de. Bundan daha iki-yüzlü bir şey yoktur.
Az mı kaldım sayılır bir otel'de bir yerde İçi buz dolu bir bardakla aynı değerde İsterim geçmek isterim az az yaşamakla bir şeyleri Mavi bir zamandan kalma'yı, mavi bir zamanı bilme'yi Oysa ben yaşamaktan da yoğun Bir sıra yalnızlıktan bir alkolik çocuğum.
Hahhaa kadın büyük Aşıkmış!..
Sonunda, onun kendini tutamaması ve Cenevre'ye beni görmeye gelmesi mutluluguna eriştim. Birdenbire başım döndü, onun Cenevre'de kaldıgı iki gün içinde kendimden geçip, deliye döndüm. Gittigi zaman kendimi arkasından suya atmak istiyordum ve uzun zaman havayı çıglıklarımla çınlattım. Sekiz gün sonra, bana şeker ve eldiven gönderdi; eger aynı zamanda evlenmiş oldugunu ve bana şeref vermesinden hoşlandıgı bu yolculugun dügün elbiselerini satın almak için yapıldıgını ögrenmiş olmasaydım, bu bana çok aşıkane görünürdü. Ne kadar öfkelendigimi anlatamayacagım, kendiliginden anlaşılır. Onun için daha korkunç bir ceza düşünemedigimden, asil öfkemin içinde vefasız kızı bir daha görmemeye yemin ettim. Ama gene de o bu cezadan ölmedi, çünkü yirmi yıl sonra babamı görmeye gittigim ve onunla birlikte göl üzerinde gezindigimde, bizimkinden biraz uzaktaki kayıkta gördügüm kadınların kim olduklarını sordum. Babam bana gülümseyerek: ·Nasıl! dedi, kalbin sana bunu söylemiyor mu? içlerinden biri eski aşkın senin; Madame Cristin, yani Mademoiselle Vulson... Hemen hemen unutmuş bulundugum bu adı duyunca yüregim oynadı. Öcümü almak için hayli elverişli bir durumda bulunmama ragmen, bunun adımı bozmaya ve kırk yaşında bir kadınla yirmi yıllık bir kavgayı tazelemeye degmeyecegini düşünerek, kayıkçılara yolu degiştirmelerini söyledim.
Sayfa 36 - Doruk Yayımcılık, Çeviri : Kenan SomerKitabı okudu
Tüm Alıntılarım
Kitaptan sevdiğim cümleleri tek seferde paylaşıyorum: 1) Mektep kitaplarındaki haritalarda bir insan eli kadar küçük görünen Anadolu, çeşit çeşit birbirine benzemez insanlarla doludur. (23) 2) Bir mahpusu dünya ile hiç alakası olmayan bir zindana kapamak ona en büyük iyiliği yapmaktır. Onu en çok yere vuran şey, hürriyetin elle tutulacak kadar
Reklam
604 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.