Annemle kardeşimi öptüm ve o zaman üzüldüm işte; ama gideceğim için değil, aramızda o uçurum, o ayrılık her gün vardı zaten. Ne kadar sıcak bir sarılma olsa da aklımda kalan annemin bana sarılması değil, ondan sonra olanlar.
Sayfa 151 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
bir ormanda yol ikiye ayrıldı, ve ben – ben gittim daha az geçilmişinden, ve bütün farkı yaratan bu oldu işte
Robert Frost
Robert Frost
Reklam
Ayrılık diye bir şey yok. Bu bizim yalanımız. Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var. Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun? Güneş çoktan doğdu. Uyanmış olmalısın. Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
129 syf.
·
Not rated
·
Liked
Nasıl da içimizden bir kitap. Okurken her okuyanın "Evet evet tam da böyle bir ruh hali işte içinde bulunduğum durum." demişliği olmuştur muhakkak. Kendi içimizde yaşadığımız muallak tezat duyguları ne güzel süslemiş yazar kelimeleriyle. Her ne kadar ayrılık mektubu gibi gelse de herkes bunun dışında gündelik, kendiyle olan iletişiminden de parçalar bulmuştur. Ya da okuyacaklar için onlar da kendinden parçalar bulacaktır. Çünkü her zaman ne aynı insan olabilir ne de aynı duyguları ilelebet taşıyabiliriz. Yazarın bu durum hakkındaki tutumunu, kimi zaman naçizane diliyle kimi zaman gayet net betimlemesiyle görebiliyoruz kitapta. Şunu da eklemek istiyorum; şu hayatta hepimizin birer Osman'ı olmuştur ya da olacaktır. Hiçbirimiz bir pusula değiliz ve doğru insan da illa kuzey noktası olmayabilir. O yüzden yaşayabilir, yanabilir, veyahut da yanılabiliriz. Ama işin sonunda karşımızda mutlu olduğumuz bir manzarayı da görebilmeliyiz. Yazarın da dediği gibi "Duyguları çok fazla başıboş bırakırsan çeker giderler... Giderler ve dönüp arkalarına bakmazlar bile. Kendisine saygısı olan varlıklardır duygular. Yeteri kadar iyi değerlendirilmedikleri yerde durmaz, daha gerçek hissedecekleri bir yuva aramaya koyulurlar. İşin aslı buna da layıktırlar. " Bize de bu layıklığın farkına varmak düşüyor. Herkese keyifli okumalar dilerim.
Bu Hikaye Senden Uzun Osman
Bu Hikaye Senden Uzun OsmanAylin Balboa · İletişim Yayıncılık · 20224,353 okunma
Âşığın kendisi mâşuğun hüsnüne mâşuktan daha yakındır; zira mâşuk kendi hüsn ve cemâlinden onun vasıtasıyla beslenir. Şüphesiz âşık, mâşuğa, onun kendisine yakınlığından daha yakındır. İşte bu yüzden, mâşuğu, mâşuğun kendi gözünden bile kıskanır. Bu konuda şöyle söylenmiştir: Rabbim, al İskender' in canından öcümü Ki o bir ayna yaptı; Sen kendini seyrediyorsun onda Bu mertebe öyle bir yerdir ki burada âşık mâşuktan daha mâşuk olur: Âşığın kendi benliğinden ilgisini kesmesine bağlı olarak şaşılacak durumlar ortaya çıkar. Öyle bir noktaya gelir ki âşık, mâşuğun bizzat kendisi olduğuna inanır. Eğer âşık, tam bir sürükleniş, ayrılık ve isteksizlik içindeyse sanır ki çaresizdir ve mâşuk bizzat kendisidir.
Bir ormanda yol ikiye ayrıldı, ve ben . Ben gittim az geçilmişinden, ve bütün farkı yaratan bu oldu işte.
Sayfa 191 - Robert FrostKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 391 ile 400 arasındakiler gösteriliyor.