Hep aynı trenler geliyor çok farklı zamanlardan
Gazeteler çoktan bitti hanidir radyo dinlemiyorum
Şehrin gümüş esmerliği otobüslerin ön camlarında
Ne kadar çalışırsa çalışsın sileceklerin silemediği
hiç olmasan da mutlaka varsın
onüç yaşındasın
ne kadar da mahzun
başın omzuma yaslanmış kucağımdasın
ay birazdan doğacak
dağların arkasında henüz
gökyüzüne vurmuş kızıllığı
yıldız alacasında
görünmez böceklerin
belli belirsiz ıslığı
aslında sen şimdi kimbilir nerede
hangi hayal şilebinde kaçak yolcu
hangi korkunç yalnızlıktasın