“Ve insanoğlu, yaşadığı evreni bir anlam dizgesi çerçevesinde yorumlayamadığı zaman, en küçük gündelik olaylar bile şok değeri kazanmakta travmaların birikimi nevrozlara, psikozlara dönüşmektedir.”
Manevi iklimine rota arayanlara rehber olabilir. Ama beni, boğdu boğdu duvara attı. Evvelinde okuduğum ‘Bir Ruh Macerası’ her sayfasında hayrete düşürüp akışıyla sararken bu kitabında aynı hayranlığı hissedemedim.
Şizofreniden hakikate aktığını iddia ettiği süreç gerçek bir iyileşme mi, dönüşüm mü emin olamadım.
Öyle ya da böyle, hissettirdiği en net şey; insanın hakikati bulduğuna dair inancı, en büyük şifasıdır.
‘’Gerçeğin ‘bir kez elde edilince sürgit kullanılmaz’ olduğunu kabul etmek, realitenin akışı karşısında tam bir uyanıklığı, değişimin sürekliliğini getiriyordu.’’
'Bu şehre yirmi üç saat kir yağar. bir saat nur yağar; nur kiri bastırır demiş. Dün gece aynı ses, bu fakire şöyle dedi: Biraz derecesini yükseltebilen görür ki , aleme her an nur yağmakta, kirse bu alemde hiç yer tutmamaktadır.'