Ayşe ablayı nerede gördüm, hangi vesileyle tanıdım hatırlamıyorum. Ama tanıyınca kitabını okumak için içimde müthiş bir istek uyandı. Beraberinde kitabın okunması için tertib ettiğimiz etkinlik de etkili oldu.. Naçizane tavsiyem kitabı okumadan önce Ayşe abla'nın hayatını araştırın..
Ayşe Şasa'nın hayatı tam anlamıyla sürekli bir arayış içinde,
Ruh hasta olmaz, nefis hastalanır. Ruh ulvidir, nefis aşağılık. İnsanı menfi noktalara çeker. Bu hasta egomuz, dünyayı bize zindan eder; yaşadığımız bütün olayları, negatif açıdan bize gösterebilir. Haksızlıklara uğradığını zanneder. İnsanı, hayatın saçma olduğu sonucuna götürebilir bu türlü hezeyanlar. Çünkü şeytanî bir etki altındadır nefs. Nefsimiz bizi daraltır ve menfi bir alan içine hapsederse, buna karşılık uyanık olup daima bir 'acaba' sorusunu sormak, bir de müspet telkinlerde bulunan unsurlarla yakınlık kurmak gerekir. Ama daima bir 'acaba' sorusunu kafamızda tutmak zorundayız. Fakat bütün işlerde aramak, araştırmak ve sorgulamak çok önemli. Acaba dünya benim gördüğüm gibi mi? Bu konu, sahiden benim düşündüğüm gibi mi? Acaba haklı olmayabilir miyim? Benim gibi düşünmeyen insanlar da var. Acaba onlar ne diyorlar? Acaba onlar nasıl kimseler ve hangi kaynaktan besleniyorlar? İşte böyle devamlı kurcalamak gerekiyor
Kitap Ayşe Şasa'nın çocukluk dönemini anlatmasıyla başlıyor. Ayşe Şasa'nın "Kız" çocuğu olarak dünyaya gelmesi ızdırabının başlangıcı oluyor. Oğlan çocuğu bekleyen annesi ona sütünü dahi vermek istemiyor. Böylece okuyucu için de sancılı bir okuma süreci başlamış oluyor.
Ayşe Şasa'nın büyüme evresinde; kendi milli değerlerinden, dininden
Sylviya Plath yazısından anlatıyorum; hayatın gerçekten bir armağan olduğunu, bana bir Derviş çok güzel tasvir etmişti.
"Sen farkında mısın" demişti, "Nefsin sana devamlı haksızlığa uğradığını söylüyor! Oysa şöyle düşün: gözün gören bir et parçası, kulağın işiten bir et parçası, beynin düşünen bir et parçası, kalbin sana hayat pompalayan bir et parçası... Âlem, bunun gibi inanılmaz mucizelerle dolu." Halbuki biz modern insanlar, âlemin harikuladeliğine yabancılaşıyoruz ve çok yavan bir hayat yaşıyoruz.