'' O gitmez. '' dediğin kaç kişi gitti, asla kopamayacağını sandığın kaç kişiden koptun, hafızanda birer soluk hayalet şimdi onlar ve sen onların hafızasında soluk bir hayaletsin, gelecek, hayatından kimleri soluk hayaletlere çevirecek.
İnsanlar hep doğruyu yanlış yerde arıyor. Sonra doğru sandığı şeye ulaştığında istediği sonucu alamıyor ve hayal kırıklıkları yaşıyor. Her defasında bu düşüncesinde ısrar ederek hata üstüne hata yapmaya devam ediyor.
Eğer sen hayallerini yaşamazsan başkaları kurduğun hayali yaşar. Sen öyle bakarsın da elinden bir şey gelmez. Üzüldüğün yanına kar kalsa yine iyi. İçten içe kahrolur her geçen gün kendine olan öfken artar da engel olamazsın.
Her ne şart altında olursa olsun çalışmayı bırakmayıp geleceğe ümitle bakabilenler güzel yarınlar inşa ederken umutsuzluğa kapılıp çalışmayı bırakanlar yaşadıklarından daha kötü yarınlar inşa ediyordu.
Hayatta bazen vazgeçmek, bırakmak gerekir. Aşırı ısrar kişinin sonunu hazırlar. O an basiretin bağlanır ve yapmakta olduğun her şeyi doğru sanırsın. İşin sonuna geldiğinde vazgeçemediklerin yüzünden elinde avucunda bir şeyin kalmadığına şahitlik edersin.
Dün yaptıklarına bakan biri kafası arkaya dönük vaziyette yürüyen biri gibidir. İnsan arkasına bakarak yürüdüğünde nasıl ki önünü göremez, bir yere çarpar ya da düşerse, geçmişine bakarak yürüyen biri de gelecekte nereye gideceğini göremez. Dolayısıyla bu kişinin istediği hedefe ulaşabilme ihtimali, ihtimal dahilinde değildir. İnsan hem önüne bakarak hem de kafasını yerden kaldırarak yürümeyi bilmelidir. Geçmiş geçmiştir, bugün ve yarın bizim için aslolandır.
Kalk ayağa ve bir silkelen kendine gel. Neler yapabileceğini düşün. Hayallerine ve hedeflerine odaklan. Sonra tekrar kendi içinde düşün bakalım hayallerini ve hedeflerini gerçekleştirmek adına ne yapıyorsun yada ne yapacaksın? Olmadı deyip bırakacak, bunun adına kader mi diyeceksin; yoksa kendine gelip bıraktığın yerden yeniden mi başlayacaksın?
İnsan hayalleri kadardır. Bir insan ne düşünürse odur. Hayalleri olmayan birinin ne bugünü olabilir ne de yarını. Bir insan eğer hayal kurmaktan vazgeçmişse o kişi zaten yaşamayı bırakmış demektir. Hayalleri olmayanın hedeflerinin olması düşünülemez. Hedefsiz olmak, hayatı amaçsız yaşamak demektir.
Mutlaka Allah'ın her insana yazdığı ve uygun gördüğü bir kader var. Ancak şunu unutmamak gerekir ki bırakmak, vazgeçmek kader değil bir karar, bir tercihtir. Eğer çalışır, çabalar ve elinden gelenin fazlasını yaparsan o zaman elde ettiğin şey kaderindir.
Gerçekte insanın hayatında birkaç arkadaşı ve en fazla üç tane dostunun olması yeterlidir. Fazla ve gereksiz arkadaş sana ancak ve ancak zaman kaybı yaşatır. Doğru arkadaşlarla görüşmek ise seni yüceltir ve istediğin hayatı yaşamanda yardımcı olur.