Biliyor musunuz , yağmur ve çayın kardeş olabileceğini düşünüyorum. Evet , belki de kardeştirler. Birine sokaklar, diğerine muhabbetler emanet edilmiştir. Yağmur olmasa kim, nasıl temizleyecek şu sokakları ? Yağdığında ilk önce kötü insanlar terk etmiyor mu zaten sokakları ?
Çay ve yağmur..İki sevgili..Biri muhabbetleri demliyor, biri sokakları..
Muhabbetini sevdiğin ve seni en sevgiliye götürecek muhabbetler edebildiğin biriyle arandaki meseledir aşk. Ve gerçek aşkı yakaladıysan, akıl terk eder seni. Çünkü muhabbet sahasına gelmişsindir ve muhabbet akılla olacak iş değildir. Denize varmışsındır artık , ayaklarınla yürümeyi bırakman suya atlaman lazımdır.
Öyle bir hayal ecesisin ki, her yer sensin. Usul usul dökülen mimozalar, azalan limon çiçekleri, ayaklanan hanımeliler, deniz yaprakları, gülen güneşler, rayiha bahçeleri, bulutlu rüzgârlar.. Tanrı da senin gibi var oluyor dünyada.
Tanıdıkça değeri eksilir mi insanların ? Tanıdıkça insanların değerlerinin eksildiğini gördüm. İnsanları tanıdıkça buz gibi bir rüzgâr esintisi bırakıyorlar içime. Üşüyorum onca kalabalık arasında. Sarılacak yorganlar lazım değil ki bize, sarınacak yürekler lazım...