Öncelikle kitabı iki günde okumam biraz hakaretti. Staj, okul işler derken yorgunluktan okuyamadım ancak otobüse binince böyle bir firsat bulabildim :( Zweigle nasıl bu kadar geç tanışmışım dedirten ikinci kitap...
Aşkın en saf ve masum hâli mı desem yoksa saplantılı olma durumumu. Karşılıksız aşk ancak böyle anlatılırdı. Sevgiyi bu kadar güçlendiren neydi? Aşk; şimdiki zamanda saçma sapan TV programlarında evin, araban,SSK var mı? veya gelirin ne kadar sorularınla bu kadar nasıl basitleştirilir ?
Kitapta ki karakterle kendimi karşılaştırdığımda, kendimden birçok şey buldum. Okurken kalbimdeki sızıyı hissettim. O Bay R den hep sevgiyle bahsetti o bende öyle yapardım, o kitabın sonunda hiç kötü bir kelime söylemedi yine Bay R ye karşı hep kibar ve saygılı oldu düşünüyorum da bende aynısını yapardım. Sonuçta sevdiğin adamdan bahsediyorsun zaten sevmeseydin bu kadar fazla merhametle bahsetmezdin.
Bilinmeyen kadın onca seneye rağmen nasıl oldu da Bay R'den vazgeçemedin nasıl olduda onu
unutamadın üstelik seni sevmek yerine zevk için kullanmışken ... Biliyorum biliyorum herşeye rağmen unutmak çok zorlu ve sancılı her yiğidin harcı değil.
Aşk kadar kutsal bir duygu yok. Tabi doğru yönde kullanırsanız sizi güçlendirir ama kullanmayı bilmezseniz sizi yerin dibine indirir. Aşkın karşılıksız halini bu kadar iyi anlatan Zweig in bu kitabını okuyun...