Ayşegül yapıcı
Ayşegül yapıcı
@aysegulypc
ilahiyat mezunu
İstanbul
81 reader point
Joined on January 2022
Sahnenin Dışındakiler; Sahne: 1920 lerin Anadolu'su.Sahnenin dışı ise işgal altındaki İstanbul. kurtuluş savaşı döneminde İstanbul'da geçiyor. İlk bölümde, İstanbul'da geçen çocukluğunu okuduğumuz Cemal Anadoluya gidip yıllar sonra İstanbul'a geri dönüyor. Tabii hiçbir şeyin aynı kalmadığını görüyor. İstanbul işgal altında, caddelerde işgal orduları geziyor, insanlar sefalet içinde... Bunun yanında İstanbul'da bir iç savaş var. İstanbul hükumetinin destekçileri ile milli mücadele taraftarları, küçük gruplar halinde çeşitli planlar yaparak mücadele ediyorlar.
Roman, işgal altındaki İstanbul'u başarılı bir şekilde tasvir ederken halkın içindeki ayrışmaları da gözler önüne seriyor. İstanbul sahnenin dışı olsa da orada da farklı türden bir savaş var.Cemal, İstanbul'a çocukluk aşkı Sabiha'yı bulmak için dönüyor. Fakat bir anda kendisini milli mücadele destekçisi bir grubun içinde onlar için çalışırken buluyor. Öyle ki Sabiha'yı aramaya fırsat bile bulamıyorsun. Bu açıdan Cemal tam bir Tanpınar karakteri bence. Sahnenin dışındakiler için ilk önce mahsur bestenin okunması gerekiyor dediler ama ben henüz okumama rağmen mahsur besteyi fazla zorlanmadım. Tanpınar’ın kalemini çok beğenerek okuyorum, dolu dolu tarih,İstanbul kokan bir roman kesinlikle tavsiyedir.
Keyifli okumalar..
Hamlet, Shakespeare'nin okuduğum ilk eseri oldu. Ne kadar geç kaldığımı okuduktan sonra farkettim. Çok akıcı, kibar bir dili bulunan yazar eserinde aynı cümleyi 3-4 defa düşündürtüyor. Hamlet'in vitrininde sergilenen konu Kral olan babasının vefatından sonra Hamlet'in babasının intikamını almak için çabalaması anlatılmaktadır. Görünen o ki din, devlet, ideoloji, dönem farketmeksizin taht hırsı her zaman hayatımızda mevcuttur.Deli diye anılan Hamlet aslında her şeyin farkına varmıştır. En önemlisi de ölüm gerçeğinin. Mezarlıkta baktığı bir kafatasının bir lorda, tüccara, dilenciye vs. yani herhangi birine ait olabileceği düşüncesi onun tüylerini ürperttiği kadar benimkini de ürpertti. Unutmayalım ki bizi bekleyen bir ölüm var. Hamlette bu dünyadan hiçbir şey götüremeyeceğini anlamış ve sahip olduğu korkularından arınarak intikamının ardına düşmüştür.
Keyifli okumlar..
Don Juan Matus, bilgi adamı, Castenada’ya dünyayı bir başka bakışla görmeyi öğretir. dünyayı bir başka bakışla görme becerisinin yanısıra, Don Juan Matus’un yaşama ve insanlara yaklaşımı da farklıdır. Castenada’nın ruhsal zayıflıklarını, korkularını, kişisel ilişkilerdeki zaaflarını bir yandan tek tek yüzüne vururken bir yandan da kendini iyileştirmesi, güçlendirmesi için onu eğitir, bildiklerini ona da aktarmaya çalışır.Yaqui Kızılderililerinin gizemlerini ondan öğrenmeye başlıyor. Don Juan onu hemen öğrencisi olarak almamış ve yazarımız aylarca uğraşıp Don Juan'ı ikna etmiş. Kitap aslında Don Juan'la geçirdiği üç yılı kapsıyor ve öğretilerden, yaşamdaki zorluklardan ve bununla nasıl başa çıkacağı bilge bir edayla anlatılmaktadır
Reader Follow Recommendations
kitap, Yunus Emre’nin hayatını ele almaktadır.Tasavvuf, dervişlik, tarikat, aşk gibi terimler yazarın kaleminden ustalıkla işlenmiştir. Derviş Yunus’un maddeden geçip manayı araması, şeyhliğe adımı, eşine ve oğluna duyduğu özlem, şiirlerinin her kesimin dilinde olması ve daha nicesi…Yunus Emre
Tapduk Emin
Hacı Bektaş Veli
Molla Kasım
Ve adını sayamadığım nicesini içinde barındıran içerik bakımından çok zengin bir kitap.
Kitap bir kurgu olmadığından dolayı okuru daha ilgiyle içine çekiyor, taktir edersiniz ki yaşanmışlığın önemi her zaman daha üstündür.Bununla beraber bu topraklarda yaşanılan zulümler ve güzellikler de bir bir nakış gibi işleniyor ve yine kitapta geçip beni derinden etkileyen evlat baba hasretleri duygu dolu..
Keyifli okumalar..
Kitap, 1930'larda kaleme alınmış, lakin kendi zamanının 500 yıl ötesinde, 26. yüzyılda gerçekleşen ütopik bir distopyayı konu edinmiş.Teknolojinin yardımıyla insana olan ihtiyacın azalmasıyla standartlaştırılmış insan oluşturma isteği sonucu insan embriyolarını tüplerde dölleyip oluşturulmak istenilen topluma lazım olan insan tipi üretiliyor. Bunun sonucunda toplumun temel yapı taşı olan aile hor görülüyor. Aileye dair duygular suç sayılıyor.Toplumun temel görüşü "Herkes, herkes içindir." düşüncesidir. Herkes herkesle ilişki yaşayabilir, herkese herkesle birlikte olabilir. Aşk, sevgi, vefa duyguları suçtur. Bağlılık yoktur.
Bilim-kurgu filmlerinde aldığım hazzı maalesef bilim-kurgu kitaplarında alamıyorum. Tıpkı romantik kitaplarda aldığım hazzı romantik filmlerde alamadığım gibi. Sanırım bu okuduğum son bilim-kurgu kitabı olacak. Keşke az biraz olsa beğenecek bir yer bulsaydım. Sanırım bu beğenmeme duygumun nedeni, Cesur Yeni Dünya'nın konusuna yakın konularda daha önce okuduğum kitapların oluşu olabilir.
Keyifli okumalar..
