Aysen

Sonunda gerçek yaşam buydu işte, kalbim kurtulmuş, yüz yaşımda sonra herhangi bir gün mutlu bir can çekişmesi içinde aşktan ölmeye mahkum olmuştu.
Reklam
Bir zamanlar mutlu olmayı sezgiyle bilirdim, bildiğimi sanırdım. Bir zamanlar yüreğimde hep bahar vardı. Yaradılışım sevince yatkındı. Bir kadehi silme şarap doldurur gibi hayatımi silme zevkle doldurdum. Şimdi hayata yepyeni bir açıdan yaklaşıyorum, çoğu zaman mutluluğu düşünmek bile benim için çok zor.
Sayfa 103Kitabı okudu
Sanatı sevmiyor bence. Küçük hastalıklı gözler kamaşsın ,parlasın diye. Şairin yüreğindeki billuru kıranlar.

Reader Follow Recommendations

See All
Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı.
Yoksa baştan beri ikimiz de sevişmece oyunu mu oynuyorduk? Gerçek olan içimdeki bu boşluk mu? Değil! Bir şey var, ama eksile eksile var.
Reklam
Umutsuzlukla ağladım, isyan ettim, en korkunç ahlaki işkenceleri yaşadım. Tek başınaydım! Şimdiyse diğerlerinin ne diyeceğini düşünüyorum… Cesaret üzerine geçireceğin bir giysidir. Ölüme edebimle gitmeliyim…
Ne çektiğini o acıları çeken bilir, acıların etkisini ifade edecek sabit hiçbir ölçü yoktur. Bazı erkekler hiçbir şey duymamak için kulaklarını tıkar; bazı kadınlar hiçbir şey görmemek için gözlerini yumarlar; ama bir uçuruma atlar gibi kendilerini acının içine atan yüce ve muhteşem ruhlara da rastlanır. Ümitsizlik söz konusuysa, yapılan her şey sahicidir.
Sayfa 130Kitabı okudu
Hayır, efendim, ben saf değilim, hele batıl inançlı biri hiç değilim. Belki de tam tersiydim -fazlasıyla şüpheci, inanç konusunda fazlasıyla yavaş; ama hiçbir kanıtın ikna edemediği biri olmadıkça, kendi duyularımın sunduğu tekrar tekrar karşıma çıkan ve bitmek tükenmek bilmeyen kanıtları hor görmedikçe, nereye gidersem gideyim, bir İBLİSİN bana musallat olduğuna ve peşimi bırakmadığına er ya da geç inanmak zorundayım, bu hükümden, hükmün karşı konulmaz kesinliğinden kaçışım yok.
Denemek mi! Denedim ve bu çaba bende sadece kafa karışıklığına ve zaman zaman da korkuya neden oldu. Boşa çabaladım ve hatta çabalamaktan da fazlasıydı. Zihnim ne zaman Tanrıyı düşünmeye başlasa o korkunç, tarifsiz ebediyet ve sonsuzluk fikri beynimi sıkıştırıyor ve çıldırtıyor: Korku içinde çabalamayı bırakıyorum.
Reklam
Çok iyisiniz beyefendi; denemeye değer olduğunu görüyorsunuz, benden tümüyle vazgeçmiyorsunuz ama efendim, yaratığın üzerimdeki etkisini bilmiyorsunuz: Bana emir veriyor, öyle bir zorba ki ve ben o kadar çaresizleşiyorum ki. Tanrı beni kurtarsın.
Ağlamak istiyordum ama kalbimin bir çölden bile daha kurak olduğunu hissettim.
-Sizin başka bir işiniz yok mu? diye sordu. -Hayır. Aylakım ben.
Sayfa 118Kitabı okudu
Boş yere azap çekmeyin, bir derman için.
-Sorma. (Boğazını gösterdi.) Burama kadar şiirle doluyum. Hem de ne şiir! Üç saat birbir üstüne Milton. Gökyüzünde savaştık durduk. Yıldırımlar, gök gürültüleri… Öğleyin eve dar attım kendimi. Sen ne yaptın? -Ben uzandım, okudum. -Ah ne iyi. İmreniyorum senin yaşamana. Bereket arada seni düşündükçe içimin ısınması var.
Bilimde olaylar tıpkı masallardaki gibi güçlü, aldırışsız ve görkemli bir biçimde gelişir. Ulrich’se insanların bundan habersiz olduklarını hissediyordu; nasıl düşünüleceğine dair fikirleri yoktu ; şayet onlara düşünmek yeniden öğretilebilseydi başka türlü yaşarlardı.
Reklam
Niteliklere sahip olma durumu, onların gerçekliği karşısında belli ölçüde bir sevinç duymayı şart koşacağına göre bu, kendisine karşı bile gerçeklik duygusunu açığa vuramayan birinin kazara, günün birinde bizzat kendisinin kendi şahsına niteliksiz bir adam gibi görünmesine yol açacaktır
“Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan, avara et ve korkma! Tanrı, baş şeytandan çok, yarım şeytandan iğrenir!”
Sayfa 261Kitabı okudu
“Bu kararsızlık geçidini, şarlatanlık tapınağını, bu günah testisini, bu hile otlarının dikilmiş bulunduğu tarlayı, bu Cehennem’in giriş yerini, bu kurnazlıklar taşan sepeti, bu bala benzeyen zehri, ölümlüleri dünyaya bağlayan bu zinciri; kadını kim yarattı?”
Sayfa 137Kitabı okudu
“Benim beklediğim aşk başka!” dedi. “O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka, istemek, bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka… Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilmez bir istemek!”
Sayfa 103Kitabı okudu
Ya mutlu göründüğün gibi ol, Ya mutsuz göründüğün gibi öl!
Acı üstüne acı, kan üstüne kan, Kayna kazanım kayna, yan ateşim yan.
Reklam
Aşk yardım etti, aramamı fısıldayarak; O bana akıl verdi,ona göz oldum ben de. Denizci değilim, ama uzak denizlerde yıkanan Uçsuz bucaksız kıyılar kadar uzak olsan da sen Sana ulaşmak için açılırdım denizlere.
Başka türlü bir şey benim istediğim, Ne ağaca benzer,ne buluta benzer; Burası gibi değil gideceğim memleket, Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava; Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız, Rengi başka, tadı başka.
Kendini ve düşmanını iyi tanı ki kusursuz bi zafer elde et, gök ve yeri iyi tanı ki gireceğin tüm savaşlardan zafer elde ederek çık.
Sayfa 47 - kızıl pandaKitabı okudu
Şeytan bana bir seferinde şöyle demişti: “Tanrının da bir cehennemi vardır ve bu cehennem onun insanlara olan sevgisidir.” Geçenlerde onun şöyle dediğini duydum: “Tanrı öldü; tanrı insanlara duyduğu merhametten öldü.”
Sayfa 275Kitabı okudu
Ah, nasıl katlanıyorum yaşamaya. Ve nasıl katlanırdım şimdi ölmeye!
Sayfa 186Kitabı okudu
Gece oldu; ah, ışık olmak zorundayım. Ve gecenin susuzluğunu çekmek. Ve yalnızlığın. Gece oldu.içimden bir arzu doğuyor bir kaynak gibi ve konuşmak istiyorum. Gece oldu. Şimdi daha yüksek sesle konuşur tüm çağıldayan pınarlar. Benim ruhum da çağıldayan bir pınar. Gece oldu, şimdi yeni uyanır aşıkların şarkıları. Benim ruhum da bir aşığın şarkısı. Böyle şarkı soyledi Zerdüşt.
Sayfa 124 - koridor yayineviKitabı okudu