Ayşenur Öztürk

Okulların önemi
Travma yaşamış, istismara uğramış ve ihmal edilmiş çocuklar için en büyük umut, görüldükleri, tanındıkları, kendilerini düzene sokabildikleri ve benlik algılarını geliştirebildikleri okullarda eğitim almalarıdır. En iyi ihtimalle, okullar, bu karmaşık dünya içinde bir güvenlik adası olarak işlev gösterebilirler. Çocuklara beyinlerinin ve bedenlerinin nasıl çalıştığını, duygularını nasıl anlayabileceklerini bunlarla nasıl baş edebileceklerini öğretebilirler. Okullar aynı zamanda, komşuların ya da ailelerin travmalarıyla başa çıkmada gerekli olan hızlı iyileşme gücünü oluşturmada önemli bir rol oynayabilir.
Sayfa 351Kitabı okudu
Reklam
Günümüz dünyasında posta kodunuz, genetik kodunuzdan daha fazla bir şekilde güvenli ve sağlıklı bir hayat sürüp süremeyeceğinizi belirliyor. İnsanların geliri, aile yapısı, barınması, iş oranı ve eğitim fırsatları yalnızca travmatik stres yaşayıp yaşamayacaklarını değil, aynı zamanda bu konuda etkili bir yardım alabilme imkânlarını da etkiliyor. Yoksulluk, işsizlik, kötü okullar, sosyal izolasyon, silahlara kolay erişebilme, standartların altın da barınma, travmanın ortaya çıkma nedenlerindendir. Travma daha fazla travmayı doğurur, incinen insanlar diğer insanları incitir.
Sayfa 348Kitabı okudu
... travma, insanların kendini başka biri gibi ya da bir hiç gibi hissetmesine neden olmaktadır. Travmanın üstesinden gelmek için bedeninizle ve kendiliğinizle yeniden temasa geçmeniz gerekmektedir.
Sayfa 247Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
"Sessizlik= Ölüm". Travma hakkında sessiz kalmak da aynı zamanda ölüme götürür; ruhun ölümü.
Sayfa 232Kitabı okudu
Travma sonrası tepkilerin, yaşamınızı kurtarma çabası olarak başladığını fark ettiğinizde, içsel müziğinizle yüzleşme cesareti bulabilirsiniz ancak bunu gerçekleştirmek için yardıma ihtiyaç duyarsınız. Size eşlik edecek, duygularınızı kucaklayacak, duygusal beyninizin gönderdiği acı dolu mesajları dinleyecek birini bulmalısınız. Uzun zamandır kendinizden bile bir sır olarak sakladığınız parçalar halindeki deneyimleri keşfederken, yaşadığınız dehşetten korkmayacak, en korkutucu öfkenizi kontrol altına alacak, size, sizin bütünlüğünüzü korumak için cankurtaranlık yapacak bir rehbere ihtiyacınız vardır.
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
Konuşma Tedavisi
Travmatik olaya karşı, "kuvvetli bir tepki" olmadığında, duygunun "anılara bağlı kaldığını" ve serbest bırakılamadığını açıklamışlardır. Tepki, "gözyaşlarından intikam eylemine" kadar değişebilen bir eylemle serbest bırakılabilir. "Ancak dil, eylem için yedek oyuncu görevi görür; dilin yardımıyla duygu etkili bir şekilde "dışa vurulabilir." Psikoterapötik sürecin iyileştirici etkisinin nasıl olduğu artık anlaşılacaktır.
Sayfa 182Kitabı okudu
Olaylara karşı hissizleşmek.
Zaman içinde beden de kronik travmaya uyum sağlıyor. Hissizleşmenin sonuçlarından biri de öğretmenlerin, arkadaşların ya da diğer kişilerin bu kızları hiç üzgün görmemesiydi; belki de bunu kendilerine bile göstermiyorlardı. Hissizleşerek, kendilerini koruyor, sıkıntıya karşı yaşamaları gereken tepkileri vermiyorlardı.
Sayfa 162Kitabı okudu
Kim olduğunuzu bilmek için gerçeğin ne olduğunu ve geçmişte nasıl olduğunu bilmemiz gerekir. Etrafımızda gördüklerimizi gözlemlemeli ve doğru bir şekilde sınıflandırmalıyız; ayrıca anılarımıza güvenebilmeli ve onları hayal gücümüzden ayırabilmeliyiz. Bu ayrımı yapabilme becerisini kaybetmek psikoanaliz William Niederland'ın "ruh cinayeti" olarak adlandırdığı şeyin bir işaretidir. Farkındalığı silmek ve inkarı beslemek, genelde hayatta kalmak için zorunludur ama bunun bedeli kim olduğunuzun, ne hissettiğinizin, neye ve kime güvenebileceğinizin izlerinin silinmesidir.
Sayfa 134Kitabı okudu
kendime not
... ve o günden sonra hastalarıma hissettiklerinden farklı şeyler hissetmelerini sağlamak için bir şeyler söylemedim. Kathy bana sorumluluğumun daha derin olduğunu öğretti. Onlara dünyanın içsel haritasını yeniden oluşturmalarına yardım etmek zorundaydım.
Sayfa 128Kitabı okudu
Bağlanma Modelleri
Bağlanma modeli yetişkinlikte de devam eder. Kaygılı bebekler, kaygılı yetişkinler olarak yetişir, kaçıngan bebekler de ne kendi duyguları ne de başkalarının duygularıyla ilgilenmez (Tıpkı "İyi bir pataklamada yanlış olan bir şey yoktur. Beni de dövdüler ve bugünkü başarımın sebebi bu." örneğinde olduğu gibi). Okulda kaçıngan çocuklar, diğer çocuklara zorbalık yaparken, kaygılı çocuklar da bu çocukların kurbanı olur.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
duygusal istismar
Yıllar içinde ekibimiz, duygusal istismar ve ihmalin de fiziksel istismar ve cinsel taciz kadar yıkıcı olduğunu ortaya koydu. Görülmemek, tanınmamak ve kendini güvende hissetmek için sığınacak bir yerinin olmaması, her yaşta yıkıcıdır ancak bu durum, özellikle, dünya içindeki yerlerini arayan küçük çocuklar için daha da yıkıcıdır.
Hiçbir doktor, dostluk ve sevgi reçetesi yazamaz. Bunlar karmaşık ve zor elde edilmiş kapasitelerdir. Sıkılmak ve hatta yabancılarla dolu bir partide paniklemek için bir travma geçmişinizin olmasına gerek yoktur. Ancak travma tüm dünyayı yabancılar topluluğuna dönüştürebilir.
Depersonalizasyon
Kendinin farkında olmamanın bir basamak altı depersonalizasyondur. ... Depersonalizasyon yaşayan kişiler için dünya garip, olağan dışı, yabancı, rüya gibi bir yerdir. Nesneler bazı zamanlarda garip bir şekilde küçülmüş, bazı zamanlarda da dümdüz görünür. Sesler uzaklardan geliyor gibidir... Aynı şekilde duygular da dikkat çekici değişimler geçirir. Hastalar ne acı ne de keyif yaşayamadıklarından yakınır... Kendilerine yabancılaşmışlardır.
Aleksitimi
Psikiyatristler bu olguyu, Yunancada duyguları anlatacak kelimelerin olmaması anlamına gelen, aleksitimi; duygu sağırlığı olarak adlandırmaktadır. Travma yaşayan pek çok çocuk ve yetişkin, fiziksel duyularının ne anlama geldiğini bilmediği için ne hissettiğini anlatamamaktadır. Öfkeli görünebilirler ancak bunu kabul etmezler, çok korkmuş görünebilirler ama iyi olduklarını söylerler. ... Aleksitimi yaşayan kişiler, yalnızca fiziksel algıları ve duyguları arasındaki ilişkiyi anladıklarında iyileşebilirler, tıpkı renk körü insanları, grinin tonlarını ayırt etmeyi ve değerlendirmeyi öğreterek renklerin dünyasına katmak gibi.
Bütün bunlar Rilke' nin genç bir şaire öğütlerde bulunduğu mektuplarında yankı buluyor: " Çözümlenmemiş her şeye karşı sabırlı ol ve soruların kendisini sevmeye çalış." Ben de bir eklemede bulunuyorum: "Soruyu soranları da sevmeye çalış."
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.