"Hayatın amacı et yemekti. Et, hayatın kendisiydi. Hayat, başka hayatlarla yaşamını sürdürüyordu. Yiyenler ve yem olanlar vardı. Yasa şöyleydi: YA YERSİN YA DA YEM OLURSUN."
Yine aynı güne uyandım.
Aynı saat aynı yer aynı rütinler.
Boktan hayatın içindeki koşuşturmalar, Saklambaçlar sobelemeler.
Dıdımın dıdısının kapanmayan çenesi...
Peki bundan bana nee!
Dünya vahşet bir şekilde karanlığa sürükleniyor.
Keyfimin ve kahyamın bitmek bilmeyen arzuları da sürüklenen hayatımdaki uzandığım dal parçasından ibaret.
Tatmin
Aslında ne sen ne de mevsim içimde oluşan kırgınlığa sebep olan
Yalnız sen anlarsın düştüğüm durumdan kurtaran
Yaşamak mı acı ölmek mi
Bilinmezliğin ortasında delirmek mi
En acı ilaçlarla bile tedavi olmayan müşküliyetim
Hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim
Yaşamak mı acı ölmek mi
Bilinmezliğin ortasında delirmek mi
Ne istediğimizi bilmez döner dururuz
Sahi nedir bu dönmedolap
Delirmek özgürlüktür derlerdi de inanmazdım
Ey güzel hayatım arayıp bulamadığım
Al beni de yanına yeniden sarılayım kollarına
Suyun altındaki hayat nasıl acaba
Balık olsaydım yeryüzüne çıkardım
Çünkü hep sonunu bilmediğim şeyler için çabalarım
İyi veya kötü zaten olay bu değil mi
İnsanlar anlamaz dinlemez
tekdüze hayatımın içindeki boşluğu doldurmak için bu çabalarım
Bağıra bağıra haykırmak istiyorum
Lütfen kulaklıklarınızı çıkartın
Güneş gibi parlamak istiyorum
Lütfen gözlerinizi açın
Sağır edici ışıkta karanlığa bakın