"Esasen işin en korkunç tarafı bu derecede meşum olayların bile bizim için dehşetini kaybetmiş olması. Falanca filancanın işlediği suçun değil, fakat bütün bunları kanıksamış olmamızın korkusunu duymak zorundayız. Böyle davranışlara, hiç de parlak olmayan bir yarına götüren bugünün bu çeşit olaylarına karşı kayıtsızlığımızın ,bir gün onları hafiften almamızın sebeplerini nerede aramalı? Sinizmimizde mi, henüz pek genç olduğu halde hayal kurma gücünü yitirmeye yüz tutmuş toplumumuzda mı? Temellerine kadar sarsılmış ahlâk kurallarımızda mı, yoksa böyle ahlâk kurallarına belki de hiç sahip olmayışımızda mı ? "
"Hayatın amacı et yemekti. Et, hayatın kendisiydi. Hayat, başka hayatlarla yaşamını sürdürüyordu. Yiyenler ve yem olanlar vardı. Yasa şöyleydi: YA YERSİN YA DA YEM OLURSUN."
Yine aynı güne uyandım.
Aynı saat aynı yer aynı rütinler.
Boktan hayatın içindeki koşuşturmalar, Saklambaçlar sobelemeler.
Dıdımın dıdısının kapanmayan çenesi...
Peki bundan bana nee!
Dünya vahşet bir şekilde karanlığa sürükleniyor.
Keyfimin ve kahyamın bitmek bilmeyen arzuları da sürüklenen hayatımdaki uzandığım dal parçasından ibaret.
Tatmin