Ayşe Şangüder Uzunoğlu

Ayşe Şangüder Uzunoğlu
@ayser
öğretmen
.....İzmir
62 librarian point
137 reader point
Joined on November 2014
XX.yüzyıl kuşağı, Nietzsche'nin Tan Kızıllığı adlı kitabındaki vecizesini, bir beylik söz olarak yıpranana kadar yinelemişti: ''Beni öldürmeyen her şey beni daha güçlü kılar''. Bu bir aptallıktı. En azından herkesin kullandığı çağdaş anlamı içinde. Her gün yaşanan acı insanı dayanıklı hale getirmezdi. Yıpratırdı. Kırılganlaştırırdı. Zayıflatırdı... İnsan ruhu, dayanıklığının sınanmasıyla tabakalanan bir deri değildi. Duyarlı, nazik, içli bir zardı. Bir şok anında yaralanır, örselenir ve bunun izlerini hep taşırdı.
Sayfa 153 - Doğan Kitap
Reklam
''......kibir insanın hayatını zehirler.Allah'ın verdiği sevme kabiliyetini yok eder, insanı kendi saadetinin düşmanı yapar. Kibirden vazgeçmeyen ,sadece noksanlıkları ,hataları, zaafları görür, var olanı görüp sevebilmek için tevazu iktiza eder. Biraz affedici olmalı insan...''
''Bir insan bütün dünyayı kazanıp kendi ruhunu kaybederse ne kazancı olur?''
Sayfa 101Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Okul , yönetenlerin istekleri karşısında boyun eğmeyi de boyun eğdirmeyi de çok iyi becerir.Aristokrat mı yetiştirmek gerekiyor? Aristokrat yetiştirelim. Yurtsever mi istiyorsun? Kolları sıvayalım. Hümanist mi? İşte size hümanist. Komünist mi? Buyurun, hem de ne alasından. Okul, siyasal iktidarı o an için elinde tutan toplumsal grubun isteğini karşılamak üzere bu hedeflerden birini benimser. Bu hedeflerin en önemli ortak yanları hepsinin hedef olmasıdır.
Reklam
Töre ,namus,kıskançlık cinayeti dendi yıllar boyu...Töre deyince bir durdu toplum;namus deyince sustu komşular; kıskançlık deyince aşk dediler... Öyle dediler,böyle dediler... Bir türlü '' Bal gibi de cinayet'' demediler.Sanki töre olunca bu kadının kaderiydi.Sanki namus olunca ölüm kadının hak ettiğiydi. Küçücük kızlarımız oyuncak bebek görmeden, kendi bebeğini aldı kucağa; saçını babanın eli okşamadan ,her yerine dokundu bir başka adam; öğretmen yüzü görmeden kayınbaba, kayınvalide gördü gözleri...( Melda Onur-İstanbul Milletvekili)
Yaşananları anlatmanın cesaret istediği zamanlar hiç ender değildir.Özellikle aile diye andığımız kurumda yaşananların dış dünyaca bilinmesinden pek hoşlanmayız.Bu yüzden ister ruhsal olsun ister fiziksel her türlü yanlışlık örtbas edilir. Buna bir de atasözü uydurulmuş:'' Kol kırılır yen içinde, baş kırılır fes içinde kalır.''Yani yaralar kırıklar tedavi edilmese de olur.Yeter ki elalem duymasın.
....-matematik her yerdeydi ve her şeye gücü yetiyordu!Tıpkı Tanrı gibi! Ne de olsa ,bunlar ancak ilahi bir varlığa yakıştırabileceğimiz özelliklerdi.İngiliz fizikçi James Jeans (1877-1946) bir keresinde şöyle demişti:'' Kainatın mimarı mükemmel bir matematikçi olsa gerek.'' Gerçekten de görünen o ki matematik sadece evreni değil, insanoğlunun en karmaşık girişimlerini bile müthiş bir isabetle tanımlayıp açıklayabiliyor.
İnsanlar çevrelerinde kendi egolarını tatmin edebilecek insanların olmasını ister. Kendilerini olduğundan yüksek göstermekten haz duyarlar. Kötülük korkularda gizlenir. Sevginin gizemi keşfedildiğinden beri kalplerimiz kırılır çünkü sevgi en büyük zaafımızdır. İçimizdeki acıyı gözyaşlarımızla bastırabiliriz ama sesini boğamayız.
Sayfa 221Kitabı okudu
Başkalarının sizi hiçsizleştirdiği bir kuytuda olup bitenleri hazin bir sükûnetle seyretmek ne kadar acıtır insanı. Hüküm giymiş sevdaların kaderine yazılmıştır, anılarda gölgelenen ,dile gelmeyen masalların bir gün unutulduğu...
Sayfa 172Kitabı okudu
Reklam
Ermenilik;soykırım faciasından sonra tek motivasyon ile şekilleniyor: Kaybetmek,sürekli kaybetmek... Akrabalarını ,bir nesli kaybetmek. Yaşadığın şehri,kasabayı ,köyü ,yürüdüğün sokakları kaybetmek. .... Arjantin'de yaşayan Yozgatlıların, Almanya'da yaşayan Sivaslıların korkularını, hasretlerini,acılarını anlamaya çalışın.
Sayfa 110Kitabı okudu
Hayal varsa, gerçek de vardır. Hayali kurulmayan , gerçek olur mu hiç.
Sayfa 238Kitabı okudu
Hayatta yaptığın seçimler seni sen yapar. Güveneceğin insanı da, üzüleceğin insan da sen belirleyeceksin. Hayatında görmek istediklerini hayatına buyur edecek, istemediklerini uğurlayacaksın. Hak edeni aşk bilecek, senin kıymetini bilmeyenin de hakkını teslim ederek sensizliğe yolcu edeceksin. Olur olmadık insanlar için kalp ağrısı çekmeyecek, onları acına ortak etmeyeceksin. Çünkü zaman dediğin şey ,şimdidir. Bir başkası için şimdiyi kaçırırsan, gelecekte kendinden geçmiş olacaksın. Bunu unutmayacaksın
Sayfa 191Kitabı okudu
Seni ağlarken görmelerine izin ver. Ama seni ağlatanların bir daha seni görmelerine izin verme...
Sayfa 131Kitabı okudu
İçimdeki kuşları özgür bırakalı çok oldu. Ve satır satır herkese kendimi anlatmaktan vazgeçeli.. Sevmek mi? Artık çok değil,yeteri kadar. Seni de öyle,yetecek kadar. Hepsi hepsi bu kadar...
Uyanırsın birgün Kelebek gibi vazgeçersin ertesi günleri düşünmekten El aleme kulak verirsin bir süre ,ne diyecekler diye Sonra da umursamazsın kimseyi,kendini bile Artık ileriye adım atmanın vakti gelmiştir Koşarsın ,yorulursun Nefes nefese kalırsın ama varamazsın Yenide dener,her insan gibi yeniden yanılırsın Yanıldıkça kırılır,darılırsın Tek çare kalmıştır Çaresizce sarılırsın...
Reklam
Etrafında kimseyi bulamamak zor, içinde kimseyi bulamamak ise daha zor.
Aşka çocuk gibi sevinen, ayrılığa da çocuk gibi ağlar. Ben artık ağlamıyorum. Acılara sırıttığım da yok ama... Düştüm ama ağlamıyorum işte. Düşmek ağlamayı öğretse de...
Dünya talihsizler için yuvarlak bir cehennemmiş, şimdi daha iyi anlıyorum. Yol aldıkça başa dönmem bundan. Dünyanın yuvarlak olduğunu unutmamdan.
Hayatınızda biriyle öpüştüğünüz anda, onun sizden daha o esnada uzaklaştığını hissettiğiniz oldu mu? Onların dudaklarının artık öpmek için sizin olmadığını düşündüğünüz oldu mu? Gözlerinizi kapatıp o tek öpücüğe umutsuzca tutunmak, sonradan anımsamak üzere o anı beyninize kazımak istediğiniz oldu mu? Belki de bu öpücük partnerinizden değil de çocuğunuzla, yakın arkadaşınızla veya anne-babanızla da olmuş olabilir mi? Bugünlerde kollarımı annemin boynuna dolayıp, onu sıkıca sarmalıyor,onun tanıdık limoni kokusunu içime çekiyor,buruşmuş tenini kendi tenimde hissederken gelecekte bana artık sarılamayacağı için acaba o da aynı şekilde mi bana sarılıyor diye düşünüyorum. Belki gözlerimi kapatıp, beni beşikte salladığı günleri veya ilk öpücüklerimi anımsıyor olabilir miydi?
Sayfa 321Kitabı okudu
''Hayatımı küçük bir çocukken okuduğum bir söz doğrultusunda geçirip öleceğim. Şunun gibi bir şeydi: ''Bundan yirmi yıl sonra, yaptığınız şeylerden çok yapamadıklarınız için hayal kırıklığı yaşayacaksınız. O yüzden düğümlerinizi çözüp halatlarınızdan kurtulun ve sığındığınız güvenli limandan uzaklara yelken açın. Yelkenlerinizle rüzgarı yakalayın. Araştırın. Düşleyin. Keşfedin... ''Bu...çok güzel", dedim nefesim kesilmiş bir halde, ''Uzaklara yelken açmak istedim.''
''Canavarlarla mücadele eden her kimse, sonunda o canavarlardan biri olmamaya dikkat etmelidir. 'Friedrich Nietzche'nin sözü bu ''Cehenneme yeterince bakarsan, aynı cehennem er ya da geç seni görecektir."
Reklam
''Talih ne kadar güler yüz gösterirse göstersin, ömürlerinin son gününü geçmeden, insanlar mutlu saymamalı kendilerini. Çünkü insan yaşamı kararsız ve değişkendir. Ufacık bir eylem yüzünden, bir durumdan bambaşka bir durumdan bambaşka bir duruma geçiverir.'' İnsanın son gününü beklemeli her zaman. Mutlu dememeli ona ölmeden, cenazesi kaldırılmadan.
Sayfa 61 - OvidiusKitabı okudu
İnsanlar kediler kadar çabuk büyümezler. Aşk, büyümeyi bilmiş insanların çocukluğudur belki de...Ancak kanatlarını büyütebilmiş insanları hak eder.
Ölü bakışlı annelerinden koparılan, ağlayan çocuklar. Bir araya toplanmış pis insanlara, çığlık atarlarken hortumla su tutuluyor. Hiçbir şeyin geri dönüşünün olmadığını anladıklarında anne ve babalarının yüzlerindeki korku... Sistematik olarak ölümlerine sürüler halinde gönderilen, uzun sıralardaki çocuklar... Ve her zaman zihninde sonsuz bir resim gibi oynayan bu imajlardaki insanların yüzleri ailesinin, arkadaşlarının , sevdiği insanların yüzüydü... Ve Jacob... Onu seven Jacob... Onu kurtaran Jacob... Bencilce, korkunçbir şekilde ölüme gönderdiği Jacob...
Sayfa 323Kitabı okudu
Ben sizin gördüğünüz kişi değilim Ben benim Yüz bir maskedir, bir kabuk Beni bildiğinizi zannedersiniz Fakat bilmezsiniz Mürekkep ve çelik zırhlı bir giysidir Değerli olanı ayırmak için bir test Beni sevmiyor musun? İyi Dükkanı kapa, kapıyı kilitle Ben kurtuldum Dertten kurtuldum, acıdan kurtuldum.
Sayfa 444Kitabı okudu
Sevmek iyidir. Ama seveceğin insanları akıllıca seç. Seni hak etmeleri gerekir......Hata yapacaksın ama önemli değil.